DİSK Genel Merkezi önünde 1 Mayıs’ta Kadıköy’e yapılan çağrıya tepki gösterip DİSK’i Taksim çağrısı yapmaya davet eden üniversiteliler açıklama yaptı. Üniversite öğrencileri DİSK’in tavrını eleştirip 1 Mayıs’ta Taksim’de olacaklarını yineledi.
Boğaziçi Üniversitesi, Özyeğin Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi, Yeditepe Üniversitesi, Galatasaray Üniversitesi, Koç Üniversitesi, Bahçeşehir Üniversitesi, Bilgi Üniversitesi öğrencileri DİSK Genel Merkezi önünde 1 Mayıs’ta Kadıköy’e yapılan çağrıya tepki göstermiş ve DİSK’i Taksim çağrısı yapmaya davet etmişti.
Üniversite öğrencileri DİSK önünde yapılan eylemin ve DİSK heyetiyle yapılan görüşmenin ardından ortak bir açıklama yayımladı. Üniversiteliler DİSK heyetinin kendilerine ancak hükümet izin verirse Taksim’e gideceklerini söylediğini ifade ederek “Devrimci sendikacılık icazetle değil, direnişle kurulur” dedi. 1 Mayıs’ta Taksim’de olacaklarını yineleyen üniversitelilerin açıklaması şöyle:
25 Nisan Cuma günü, üniversite ve lise bileşenleri olarak DİSK Genel Merkezi’nde bir araya geldik.
Bu buluşmayı, aylarca sokaklarda ördüğümüz mücadelemizin devamı olarak,1 Mayıs’ta Taksim’e yürüme iradesiyle gerçekleştirdik. Forumların, yürüyüşlerin, direnişlerin ardından, emeğin ve gençliğin birleşik iradesiyle masaya oturduk.
Biz, 19 Mart’ta öğrencilerin, gençliğin ve halkın barikatları aşarak başlattığı bu mücadele sürecinin, ancak barikatları yeniden aşarak ve direnişi büyüterek devam edebileceğini söyledik. Taksim’e ancak böyle çıkabileceğimizi vurguladık. Kadıköy’ü asla kabul etmeyeceğimizi ve hiçbir koşulda oraya çekilmeyeceğimizi açıkça ilan ettik. Bize “geleceğin işçileri” olarak bakmalarını reddettik; biz bugünün emekçileriyiz, bugünün direnişçileri, bugünün mücadelecileriyiz, dedik. Liseli arkadaşlarımız da, MESEM (Mesleki Eğitim Merkezi) adı altında sömürülen ve hayatını kaybeden çocuk işçilerden; içinde bulundukları ağır koşullardan söz ederek, sınıf kardeşliğinin en genç temsilcileri olarak sözlerini yükselttiler.
Ancak gördük ki DİSK yönetimi, Taksim kararlılığından çoktan vazgeçmiş.
Bize denildi ki: “İktidar bizi arar ve Taksim’i açtık derse Taksim’e gideriz.” “Tabanımız çatışmasız bir 1 Mayıs istiyor.” “Kadıköy’de işçiyi örgütleyeceğiz.” “Gençlik bize ancak umut olur, başka bir şey olamaz.”
Biz toplantıdayken, yukarıda eylemde olan arkadaşlarımızın polis ablukasına alındığı haberi geldi. Arkadaşlarımızın yanına gitmek için ayağa kalktığımızda, Silivri’den henüz çıkmış yoldaşlarımızın gözlerinin içine baka baka, hiç utanmadan “Gözaltından korkmayın” dendi.
Buradan açıkça ilan ediyoruz: Devrimci sendikacılık icazetle değil, direnişle kurulur. Devrimci sendikacılık, Taksim’den vazgeçmek değil, Taksim’i özgürleştirmekle mümkündür. Devrimci sendikacılık, bir geri çekilmenin değil, meşru bir mücadelenin adıdır.
Taksim, işçi sınıfının ortak hafızasıdır. Taksim, emekçilerin, gençlerin ve halkın özgürlük sevdasının mek5nıdır. Taksim, iktidarın lütfuna bağlı bir alan değil; fiili-meşru mücadelenin kazanımıdır.
2016 yılında DİSK’in yaptığı başvuru ve Anayasa Mahkemesi’nin 2023 yılında verdiği ihlal kararı da bunu açıkça ifade etmiştir:
“İşçi ve sendika kültürünü oluşturan yapı taşlarından biri olan Taksim Meydanı, yalnızca 1 Mayıs günü orada bulunanların dayanışmasını değil aynı zamanda emekçilerin ortak hafızasının varlığını göstermektedir. Somut olaylarda idarenin yasaklama ve dolayısıyla müdahale gerekçelerinden biri, İstanbul’da yapılacak toplantı ve gösteri yürüyüşleri alanları içinde Taksim Meydanı’nın yer olmamasıdır. Ancak toplantı ve gösteri yürüyüşünün düzenlenmesindeki hedeflenen amaçlara ulaşabilmesi için mekânın önemi gözetildiğinde mekan seçme serbestisinin kategorik olarak yasaklanması Anayasa bakımından kabul edilemez bulunmuştur.”
Taksim, yalnızca bir meydan değil, emeğin ve direnişin belleğidir.
Hatırlatıyoruz:
1977’de katledilen 34 emekçinin anısını, 1989’da yasaklara rağmen yürüyenlerin direncini, 2010’da Taksim’i yeniden özgürleştirenlerin cesaretini savunmak, bizim tarihsel görevimizdir.
Bugün burada, bir kez daha söz veriyoruz:
1 Mayıs’ta Taksim’deyiz! Ne icazet bekleriz ne talimat. Ne tehdit tanırız ne yasak. Çünkü biz biliyoruz: Tarih, direnenleri yazar. Tarih, meydanlardan çekilenleri değil, meydanları kazananları hatırlar.
Gençliğin ve emeğin birleşik iradesiyle, omuz omuza, yan yana, direne direne, 1 Mayıs’ta Taksim’e yürüyoruz! Ve tüm sendikaları, siyasi partileri, gençlik örgütlenmelerini bizimle yürümeye davet ediyoruz!
(HABER MERKEZİ)