Tutsak gazeteci Eylem Babayiğit’in yargılandığı davanın ilk duruşmasında, tahliye kararı verildi.
Tutsak gazeteci Eylem Babayiğit’in “örgüt üyeliği” iddiasıyla yargılandığı davanın ilk duruşması İstanbul 22’nci Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Duruşmaya, Eylem Babayiğit ve avukatları hazır bulundu. Duruşmayı, ayrıca Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG), Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda kişi izledi.
“YAPTIĞIM PROGRAMLAR SUÇ SAYILDI”
Kimlik tespitinin ardından savunma yapan Eylem Babayiğit, “Ben gazeteciyim. Yaptığım programlarda konuklarımın kullandığı ifadeler önüme suç olarak konuldu. Yaptığım programların tamamı gazetecilik faaliyetleri kapsamındadır. Kadın, emek, çevre, ekonomik gibi çeşitli alanlarda programlar yaptım. Bahsi geçen Mercek isimli programda sayısız program yaptım ancak sadece birkaçı önüme konulup suç olarak gösteriliyor. Burada bulunduğum 2 ay süre zarfında gazetecilik faaliyetlerini sürdüremedim. Bu temelde bahsi geçen talimat gibi ifadelerle hareket etmeyen, gerçeğin ve hakikatin peşinde olduğum için bu programları yaptım. Haber yapma hakkım engellenmiş ve toplumun haber alma hakkı da gasp edilmiş” diye belirtti.
“SUÇLAMALAR HUKUKA AYKIRI”
Daha sonra söz alan Eylem Babayiğit’in avukatı Nagehan Avçil ise, “10 tane haber içeriğinden bahsediliyor. ‘Kürdistan’ kelimesi örgüt üyeliği sayılmış. Yine İmralı tecridi de üyelik sayılmış. 2023 ile 2024 arasındadır programlar. Aradan 1 buçuk sene geçmiş. Süre açısından programın suç olarak lanse edilmesi hukuka aykırı. Aslında soruşturma savcısı amacını ortaya koymuş o dönem açlık grevlerindekilere ‘mahpus ve tutsak’ kelimeleri kullanması ve bu kelimeleri kullanması iktidarın itibarını ‘zedelediği’ tespiti yapılmış. Yani savcı, resmi ideolojiye aykırı demek istemiş, burada kendi öznel değerlendirmesini yapmış. Burada dosyada hukuki boyut olmadığı açık. ‘Örgüt Propagandası’ olması için şiddete teşvik olmalı diyor. Bu yayınlarda bu söylemlerde şiddet söz konusu değil. Anayasa Mahkemesi (AYM) de mahpus kelimesini kullanıyor ancak savcı bu kelimeyi ‘örgüt üyeliği’ne delil olarak sunmuş” ifadelerini kullandı.
BERAAT TALEBİ
Nagehan Avçil, sözlerini şöyle sürdürdü: “Örgüt üyeliği şartları belli. Bugün yapılan dava basın özgürlüğünedir. Müvekkilim mevcut iktidarın isteği doğrultusunda yayın yapmadığı için yargılanıyor. Daha önce Eskişehir’de de bir operasyon yapılmıştı. Özgür Politika‘da yayımlanan yazılar delil yapıldı. Ancak orada tutuklama kararı çıkmadı. Esas olan tutuksuz yargılamadır. Öte yandan bütün soruşturma abisi hakkında soruşturma olması nedeniyledir. Ancak suçların şahsiliği ilkesi var. Biz öncelikle tahliye ve ardından beraatını talep ediyoruz.”
Ardından iddia makamı, Eylem Babayiğit’in “örgüt propagandası” iddiasıyla cezalandırılmasını talep ederek tahliyesini istedi.
CEZA VERİLEREK TAHLİYE EDİLDİ
Savcının ceza talebi üzerine tekrar söz alan Avukat Nagehan Avçil “Kürdistan, İmralı tecridi, mahpus, tutsak” kelimelerinin şiddeti içermediğini ve bu yüzden “Örgüt propagandası” olmadığını hatırlattı. Abdullah Öcalan ile ilgili sloganların atılmasının dahi suç olmadığını dile getiren Nagehan Avçil, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AHİM) kararları sonrası bu kelimelerin “örgüt propagandası” olmadığını belirtti. Nagehan Avçil, “Bugün herkes PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın ifadelerine yer veriyor. Hukuk kişiye göre mi değerlendiriliyor. 3 kelimeden mahkûmiyet kararı verilirse ifade özgürlüğü bu toplumda yer almaz. Mahkemece beraat kararı verilmesini talep ediyoruz” dedi.
Kararını açıklayan mahkeme heyeti, Eylem Babayiğit’e “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla 1 yıl 6 ay 22 gün ceza vererek hükmün açıklanmasını geriye bıraktı.
Eylem Babayiğit hakkında ayrıca tahliye kararı verildi.
(HABER MERKEZİ)