HABER MERKEZİ- Geçtiğimiz hafta Tunus’un güneyindeki Jelma kentinde büyük protestolar oldu. Protestolar 25 yaşındaki Abdelwaheb Hablani kendini yakmasının ardından götürüldüğü hastanede hayatını kaybetmesiyle başladı. 2010’da kendini yakarak “Arap Baharı”nın patlamasına yol açan Mohammed Bouazazi’ye benzer bir şekilde yaşamına son veren Abdelwaheb Hablani, Tunus’un en yoksullarından olan geçici/gündelik işçi olarak yaşamaya çalışıyordu.
İçişleri Bakanlığı sözcüsü Hayouni, yaşları 11 ile 18 arasında değişen gençlerin gün boyunca polislere taşlı saldırıda bulunduğunu ve eylemler boyunca 20 polisin yaralandığını duyurdu. Eylemciler günlerdir yoksulluğa ve halkın içinde bulunduğu kötü koşullara karşı eylemlerine devam ediyordu. Bir eylemci olayları şöyle aktarıyor: “Burada durum oldukça vahim. Polis orantısız güç kullanarak her yeri gaza boğuyor. Eylemler bana devrim günlerini çağrıştırıyor. Halk öfkeli çünkü gelişim adına hiçbir şey yok ve eylemlere çok sert yanıt veriyorlar”.
Eylemlerde özellikle gençlerin ön planda oluşu ise dikkat çekici. “Arap Baharı”ndan sonra bölgede işssizliğe ve yoksulluğa karşı birçok eylem düzenlenmişti. Özellikle Ocak 2016’da büyük bir eylem dalgası örgütlenmişti.
Eylemler devam ediyor ve özellikle gençlerin katılımı oldukça yüksek. Bölgedeki insanlar “Arap Baharı”nın özgürlük getirmediğinin farkındalar. Aksine baskı ve sömürü devam ediyor. “Arap Baharı” hareketlerinden sonra bu eylemler, emperyalistlerin bu ülkeleri kendi istedikleri yönde dizayn edemediklerini gösterir nitelikte.
Kaynak: https://www.newepoch.media/single-post/2019/12/13/TUNISIA—Clashes-with-police-after-a-worker-burned-himself