HABER MERKEZİ- Silivri Hapishanelerinden mesaj yollayan TKP/ML dava tutsakları katledilişinin 46. yılında komünist önder İbrahim Kaypakkaya’yı ve Proletarya Partisi’nin gerçekleştirmiş olduğu 1. Kongre’yi selamladılar. Tutsakların mesajı şu şekilde;
“Gün gibi yaşamın da bir yüzü karanlık olsa da bizler her zaman yürek atışımızı ve düşüncelerimizi umuda uyarlamayı başardık. Karanlığı yaratanlar; tarihin üzerinde ancak bir toz zerresi olarak kaldılar ve her şeyi, her an elleriyle, zihinleriyle; dişe diş kavga vererek hep yeniden, yeniden üretenler, bu tarihin gerçek sahipleri oldular. Gelecek yine kuşkusuz ellerimizde ve kavgamızda şekillenecektir.
Bu şekillenişin ilk işaret fişeğini çakan komünist önder İbrahim Kaypakkaya yoldaşı anıyoruz. Onun yarım asra dayanan; somut gerçeklikten, sınıf mücadelesi deneyimlerinden yola çıkarak belirlediği güzergah, leke tutmadan adımlarını hızlandırmaya devam ediyor. Zira Proletarya Partisi ta ki o günlerde egemenlerin her türlü gerici saldırısı altında ve buna karşı tam bir ideolojik berraklık ve örgütsel hattın belirlenmesi zorunluluğun bilinciyle doğmuştur. Ve bu bilinç bugün, Proletarya Partisi’nin 1. Kongresi’nde somutlanmıştır.
“Bugün düne benzemiyor” diyenler; saldırılar karşısında “yeni arayışlar ve yönelimler içinde olanlar, Proletarya Partisi’nin hangi ülke koşullarında inşa edildiğine ve bu koşullarda da Demokratik Halk Devrimi’nin yolunu açma, onu gerçekleştirme çizgisine sahip olduğuna bakmalıdırlar! Biz buna inanıyoruz. Salt soyut bir inanç değil bu; en başta ayak bastığımız sınıfsal gerçeklik, sınıf mücadelesinin yasaları bunu emrediyor. Bizler yine, her koşulda bunun; bu ırmağa giden yolun bir damlası olacağız.
Bugün İbrahim Kaypakkaya yoldaşı anarken, anlık bir duyguyla yad edip geçmeyeceğiz. Kapıldığımız bu güzel duyguyu her ana yayacak ve kavgada özneleşeceğiz. En çok da deryamız olan kitlelere yüzümüzü-yönümüzü daha çok döneceğiz. Kendisini özne olarak gören, kitlelerin misyonunu doğru kavrayan her bir yoldaş bunu büyütecek kararlılıktadır.
Vartinik’ten doğan güneşi Mercanlar’da kavga şiarıyla karşılayarak düşenler, toprağa birer Nergis ve Çiğdem’leşerek tohum olanlar, çocuk gülüşleriyle “Sür atını dağlara” diyenler bu 18 Mayıs’ın tarihsel mirasının sürdürücüleridir. Bu anlayışın mütevazı bir devralıcısı olma çabamızla İbrahim Kaypakkaya yoldaşı anarken tüm ölümsüz şehitlerimizi ve Proletarya Partisi’nin 1. Kongresi’ni coşkuyla selamlıyoruz. Onlar; türkülerimizde, halaylarımızda, gözlerimizin ufkundaki kutup yıldızında ve coşkun akan selimizdedir!”