6 Şubat Samandağ Deprem Koordinasyonu’nun öncülüğünde, 6 Şubat 2023’te Maraş merkezli depremlerde yaşamını yitirenleri anmak için Samandağ Çarşı Eski PTT önünden Yeni Pazar Alanı’na kadar bahur ve sloganlar eşliğinde yürüyüş yapıldı.
Yürüyüş boyunca, “Unutmak Yok affetmek Yok, Helalleşmek Yok”, “Katil Devlet Hesap Verecek”, “Samandağ’ı Yeniden Kuracağız”, “Ma Rıhna Nıhna Hon”, “Afet Değil Bu Bir Katliam”, ” Katil AKP Hesap Verecek”, “Katillerden Hesabı Halk Soracak” sloganları atıldı.
Yapılan yürüyüşün ardından 6 Şubat Samandağ Deprem Koordinasyonu adına ortak basın açıklamasını Cansel Aslan okudu.
“BU KADER DEĞİL, KATLİAMDIR”
“Saat 04.17, 6 Şubat Pazartesi Günü. Soluk Soluğa uyandık. 11 ilde hissettiğimiz, sonra tüm ülkenin seferber olduğu o günün üzerinden tam iki yıl geçti. Bu süreç Samandağ için ve Antakya için oldukça uzun ve zor bir süreç olmuştur, olmaya da devam ediyor. Deprem öncesi bilimin haykırışlarını duymazdan gelenler, deprem anında enkazın altında kalan binlerce insanın sesine de kulak tıkadı! Deprem bölgesinde yaşamamıza rağmen herhangi bir planlama yapmayanlar kader diyerek karşımıza çıktılar. Bu kader değil, bu bir ihmal, bu bir katliamdır. Bizleri enkaz altında ölüme terk edenler 4. Gün dahi arama kurtarma ekiplerini teçhizatsız gönderenler, 2. Gününde deprem bölgelerinin ihalelerini inşaat şirketlerine paylaştırmıştır. 15 Şubat’ta deprem bölgesinde büyüyen dayanışmanın üzerine örtmeye çalışan bir şovla ‘Türkiye Tek Yürek’ bağış kampanyası düzenlenmiş, milyonlarca lira toplanmış, paranın nereye kullanıldığına dair hâlâ tek bir açıklama yapılmamıştır.”
“ONLAR İÇİN ASLOLAN KÂRDIR, YAĞMADIR, RANTTIR, SAVAŞTIR”
Devlet, kapitalist-emperyalist sistemin koruyucusu olarak onlar adına kârı hedefler. Depremde enkazlara gidilmemiş insanlar ölmüş, yangın merdiveni, yangın alarmı olmadığından Bolu Kartalkaya’da onlarca insan- bebek yanarak uykularında can vermiş, sellerin önlerine kattığı evlerde çoluk çocuk bütün bir ailenin hayatı kararmış, inşaatlarda-fabrikalarda onlarca işçi güvenlik önlemleri alınmadığından cinayete kurban gitmiş, kadınlar sokak ortasında herkesin gözü önünde taciz edilmiş, öldürülmüş, Suriye, emperyalistlerin destekledikleri HTŞ-SMO eliyle sömürgeleştirilmiş, Arap aleviler, Dürziler, Kürtler sokakta kimliklerinden kaynaklı infaz edilmiştir. Devlet ve kapitalist-emperyalist sistem gerçeği budur. Asıl olan sadece daha fazla kârdır, yağmadır, ranttır, savaştır. Depremin başından itibaren de halklara yönelik düşmanlığa, yağma, rant ve savaş ekonomisini uygulayıp bölgenin tarihini, demografik yapısını, kültürünü imhaya girişen bu anlayışı biliyoruz. Onların tarihi budur.”
“ÖRGÜTLENME VE DİRENİŞİ BÜYÜTME ZAMANIDIR”
“Bizim tarihimiz ise depremin sesini kısmaya çalıştıkları, seçim süreçlerine kurban etmeye uğraştıkları o günlere meydan okuyan depremin 40. Günündeki binlerce kadının ‘Hüznümüz İsyanımızdır’ eylemidir. ‘Ma Rıhna Nehna Hon’ diyerek yeni bir yaşamın nüvelerini mahallelerde yarattığımız dayanışmalardır. Depremin 1. Yılında ‘Unutma, Hesap Sor!’ diyen on binlerin iradesidir. Bizim tarihimiz Mağaracık, Kurtderesi, Vakıfköy mahallelerinde ‘Geçim kaynağımız, çocuğumuz, geleceğimiz olan ağaçlarımız satılık değildir’ diye haykıran ve tarlalarını korumaya çalışan halklardır. Bizim tarihimiz ‘Bize evden, paradan, arabadan, kentten, işten önce onur lazım’ deyip devletin aşağılamalarına karşı mücadele yürüten onlarca insanın, devrimcilerin tarihidir. Suriye’de katliamlara karşı çıkan, bölge halklarının özgürce yaşayabilmesi için ortak mücadele zeminini geliştiren halklara ölüm yağdıranlara karşı ayağa kalkanlardır. Şimdi bu tarihi büyütme zamanıdır. Katilleri unutmayacağız, affetmeyeceğiz! Katillerden hesap soracağız deme zamanıdır. Yeni bir yaşam için insanca kalabilmek için mücadele zamanıdır. Örgütlenme ve örgütlü direnişi büyütme zamanıdır.”
Son olarak Samandağ 6 Şubat Deprem Koordinasyonu adına talepler sıralandı:
- Ücretsiz, yerinde, demografik yapımıza uygun, depreme dayanıklı barınma istiyoruz.
- Deprem bölgesi için alınacak her karara, atılacak her adıma burada yaşayanlar olarak dahil olmak ve denetleyebilmek istiyoruz. Karar mekanizmaları bilim ve meslek odalarına, demokratik kitle örgütlerine, sosyalistlere açık olmalıdır.
- Deprem suçu işlemiş her kademedeki yetkili, suçlu halka açık olacak şekilde mahkemelerde sorgulanmalı cezalandırılmalıdır.
- El koymalar, acele kamulaştırmalar ve rezerv uygulamaları derhal durdurulmalıdır.
- Konteyner kentlerde yaşayanlara yönelik baskı son bulmalı, konteyner kent ihtiyacı karşılanmalı, insanların sağlıklı konutlarda yaşayabilmesi olanaklı olana dek her şey ücretsiz olmalıdır.
- Ulaşım, sağlık, barınma, elektrik, su ücretsiz olmalıdır.
- Sağlık, eğitim, ulaşım, yol, altyapı-üstyapı problemleri hızlıca giderilmelidir.Güvenli bir kent yaşamı sağlanmalıdır.
- Saraylara, Patronlara, Savaşa değil deprem bölgelerine bütçe sağlanmalıdır.
- Suriye’de başta Arap Alevi halkı olmak üzere halkların üzerindeki katliam süreci son bulmalıdır.
“HALKIMIZI KATLİAMLARA KARŞI SES YÜKSELTMEYE ÇAĞIRIYORUZ”
Ortak açıklamanın ardından Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Samandağ Şube Başkanı Mehmet Uysal, Suriye Halkları Dayanışma Platformu adına söz aldı. Uysal, hem Türkçe hem Arapça yaptığı konuşmada şunları ifade etti:
“Emperyalist savaşlar ve çelişkiler öyle bir duruma geldi ki Ortadoğu coğrafyasını kanlı bir sahaya çevirdi. Doğu ile Batı emperyalist çıkar savaşının sonuçları Suriye halkları başta olmak üzere Filistin, Lübnan ve Yemen halklarının kabusu oldu. Şu son dönemde Suriye’de emperyalistlerin maşası olan siyonist Colani ve çetelerinin kanlı eli Aleviler, Hristiyanlar, Kürtler ve Dürzilerin bedenine ulaştı. Gün geçmiyor ki Suriye coğrafyasından bir Alevi katliamı videosu düşmesin. Bizler bu katliam, tehcir ve yok etme politiklarına karşı her türlü mücadaleyi başlattığımızı deklare etmiştik. Bu kanlı savaşı bitirecek yegane güç halkın örgütlü gücüdür. Bunun için bütün halkımızı bu uğurda bir olmaya, katliamlara karşı ses yükseltmeye çağırıyoruz.”
(SAMANDAĞ)