Kanal İstanbul’a bağlı olarak geliştirilen “Yenişehir” projesi kapsamında, Şahintepe Mahallesi’nde yaşayanlar, yıllardır oturdukları evlerinden gönderilmek isteniyor. Proje kapsamında, mahallenin Aşık Veysel tarafında kalan evlerin tapuları, “tapu transferi” adı altında Arnavutköy Hacımaşlı köyünde gösterildi. Belediye ya da Çevre Şehircilik Bakanlığı tarafından duruma ilişkin herhangi bir açıklama yapılmadı.
Yüzlerce insanın katıldığı bir toplantı gerçekleştiren mahalle halkı, yıllardır yaşadıkları evlerini terk etmeyeceklerini belirterek yaşam alanları üzerinden oluşturulan rant projesine karşı bir araya geldi.
Şahintepe mahallesinde yaşayan Fesih Mutlu, mahallede yaşananlara dair aktarımlarda bulundu.
Yeni Demokrasi: “Tapu transferi” olarak adlandırılan süreç ne zaman başladı?
Fesih Mutlu: Bir ay kadar önce mahallede askıya çıkarılan tapular olduğunu öğrendik. Mahalleyi bölgelere ayırmışlar ve Aşık Veysel yani dere tarafında kalan evlerin arsalarına karşılık Arnavutköy’de Hacımaşlı köyünde boş araziler verilmiş. 17 Şubat’a kadar birçok kişi yapılmak istenen transferin iptali için Çevre Şehircilik Bakanlığına dilekçe verdi.
Bundan 2-3 ay önce mahalleliye yıllardır alamadıkları tapuları devlet tarafından dağıtıldı. Ardından ise Başakşehir Belediyesi “imar sorununu çözdük” şeklinde reklam panolarını doldurdu. Sonra da böyle bir olayla karşı karşıya kaldık.
YD: Yani önceden tapularınız yoktu.
Mutlu: Daha önceden mahalledekilerin hisseli tapusu vardı. Kimsenin ev, arsa tapusu yoktu. Mesela burada biri ev yapar, üzerine aynı aileden akrabaları kat çıkar. Klasik bir yoksul mahallesi, 90’larda kuruldu. Mahalleye su 2000’lerin ortalarında geldi. Daha sonra abonelikler vs. yapıldı. İşte halkın arsa tapusu olmadığı için de acaba yıkmak isterler mi düşüncesi hep vardı. Örneğin bir üst mahalleyi; Güvercintepe Mahallesi’ni yıkmak istemişlerdi, yerine yeni yapılar yapılacaktı halka ‘buradan gidin’ denildi. Orada bir direniş oldu, ardından tapularını ve imar izinlerini aldılar. Bizim mahallede yaşayanların aklında hep bu vardı ama şimdi bir tuhaf şekilde gerçekleşti. Önce alın size tapu dediler sonra da şimdi buradan gidin dediler. Yani öncekilere de benzemiyor, bir tuhaf olay, açıklama da yapmıyorlar. Bizi buradan göndermek için bir şeyleri kılıfına uydurmaya çalıştıklarını düşünüyoruz. Örneğin “buradan kanal geçecek” diyorlar.
Evlerin yıkılmak istendiği hatta, barajın orada TOKİ inşaatı başlamış durumda. Bir yandan kanal geçecek diyorlar öte taraftan aynı güzergahta imar izni çıkartıp ev yapıyorlar bu çelişkili değil mi?
O bölgede geçen yıl kuru gıda toptancı hali açıldı. Yine Erdoğan büyük bir reklamla orada bir yol çalışmasının açılışını yaptı. Hani başta kanalın temelin atıyoruz dediler de sonradan yol çalışması olduğu anlaşıldı. O yol da mesela, “kanal geçecek” dedikleri güzergahta. Hem de TOKİ giriyor dediğin gibi. Mahallenin üst tarafında ise yani Ispartakule’ye bakan henüz yıkım gündemi olmayan kısımlarında ise Bizim Evler 9-10 inşa ediliyor. Şu an etrafı sitelerle kuşatılmış bir mahalledeyiz. Şimdi kendileriyle çelişkiye düşüyorlar. Hem yol yapıyor hem de ev yapıyorlar ve buradan kanal geçecek diyorlar. Kanalın geçmediği yerdeki evleri de yıkıyorsun ve geçtiğini söylediğin yerlere de sen inşaat yapıyorsun. Özetle şöyle diyeyim, bunu bir bahane olarak öne sürüyorlar, bu bahaneyle de sizin evinizi yıkacağız diyecekler. İşte kanal yapılır mı o da meçhul, bu bir bahane, söylemde kalan bir bahane. Yani rant için mahalleden gönderilmek isteniyoruz.
YD: Bu süreçte mahallede ne gibi söylemler dolanıyor, siz bu duruma karşı ne yaptınız?
Mutlu: Mesela, “işte kanal büyük proje”, “ülkemiz için siz de fedakârlık yapın bu projeyi beraber yapalım” diye halkın evlerini almak istiyorlar. Çok az sayıda kişinin aklına yatmış bu fikir, geri kalanlar duruma tepkili. Bazıları ise evimin değerini versin ben çıkarım diyor. Mesela muhtar bu argümanı kullanıyor, bir açıklama yaptı birçok kişinin tepkisini topladı. “İşte biz kanala karşı değiliz, evimizin değerini verin biz çıkarız” hatta “gerekirse köylerimize gideriz” dedi muhtar.
Biz bunlara şöyle cevap veriyoruz, kardeşim sen niye Hacımaşlı’ya gidesin, yıllarca bu mahallenin çamurunu çekmişsin, çilesini çekmişsin, elektriğini, suyunu alana kadar canın çıkmış. Şimdi tekrardan seni altyapısı olmayan, yolu olmayan, ulaşımı sıkıntılı bir yere göndermek istiyorlar. Niye gidelim? Gerçekten de bunun mantıklı bir nedeni olabilir mi? Kafalarına göre koskoca mahalleyi bir yerden alıp sürgün ediyorlar. Burada resmi rakamlara göre 60 bin ama çok daha fazla sayıda insan yaşıyor.
Şehir bizim yaşadığımız tarafa doğru kayıyor, işte havalimanı, Çam ve Sakura Hastanesi, kuru gıda hali vs. yapıldı. Küçükçekmece’nin kıyı mahalleleri, buralar değerli yerler. İstanbul kalabalıklaştı ve mevcut yerlere sığmıyor bu kadar insan. O yüzden buraları daha zengin kesimin yaşayabileceği yerler haline getirip bizi biraz daha şehrin dışına itiyorlar. Alt yapısı olmayan, suyu olmayan, elektriği olmayan bir bölgeye itilmek isteniyoruz. Bize diyorlar ki siz burayı kendiniz yaptınız, orayı da yaparsınız. Yani Kanal İstanbul olmasa bile biz buradaki arsaları satalım diyorlar. Bir rant kaynağı bizim için diyorlar, buradaki insanların ellerinden yerini alalım, başkalarına satalım diyorlar. Yoksullara sunulan yerler her zaman İstanbul’un dışarı kısımları. Bize boş arazileri uygun görüyorlar.
YD: Sizin kurduğunuz bir oluşum var bu konuda ne söylemek istersin?
Mutlu: Biz 90’larda bu mahalleye geldiğimizde bu zorlukları yaşayarak mahalleyi bu hâle getirdik. Ekonomik sıkıntılardan, köy yakmalardan kurtulmak için buralara geldik. Şimdi buradaki insanların zor da olsa yaptığı, başını koyabileceği bir evi var, yoktan var ettiği bir evi var. “Burayı artık yapın” diyerek zorla yaptırdığı yolları var. O yüzden buradan rahat bir şekilde çıkacak aile ben tanımıyorum. Siyasi görüşü ne olursa olsun. Bu mahalledeki insanlar evlerini bırakıp gitmeyecekler. Biz de buna dayanarak herkesin içerisinde yer alabileceği bir platform kurduk. Platformu kurma kararını yüzlerce kişinin katıldığı bir toplantıda aldık. Arkasından birçok kişi platforma katıldı. Bu platform aracılığıyla burada yapılmak istenen rant projesine karşı mücadele edeceğiz. Platform olarak sloganımız da “mahalleme dokunma.” Bu birliktelikle gücümüzü göstereceğiz ve mahalleden çıkmayacağız.