İstanbul ‘60’lar ve ‘70’lerle hızlanan bugün hala devam eden göçlerin merkezi durumunda. Ekonomik sıkıntılar nedeniyle İstanbul’a göç edenler bugün kentsel dönüşüm saldırılarıyla karşı karşıya kalan kondu mahallelerini kurdu. İstanbul’daki bu kondu mahallelerinden birisi de Filistin.
Filistin Mahallesi, Başakşehir Güvercintepe’de yaklaşık 120 hanenin bulunduğu bir kondu mahallesi. Mahallenin dere yatağı tarafında bulunan 5 haneye geçtiğimiz günlerde evlerinin yıkılacağı yönünde tebligat gönderildi. Bu tebligatlarda Başakşehir Devlet Hastanesi’ne yapılacak “geçici yol” için evlerin yıkılacağı bilgisi yer aldı. Böylece yıkım ihtimali bir kez daha mahallenin gündemine girdi. Bir Filistin Mahallesi sakini mahalleye ve yıkım saldırılarına yönelik sorularımızı yanıtladı.
YENİ DEMOKRASİ – Resmi tanımlamalara göre burası Güvercintepe’ye bağlı. Fakat halk için burası Filistin Mahallesi olarak anıyor. Öncelikle bu bölgenin adının neden Filistin konduğunu sorarak başlayalım.
— Bu mahallenin adının Filistin olmasının nedeni; daha evvelki yıkımlarda bu mahallenin aktif olarak direnişte rol almasıdır. Öyle bir isimlendirme yapılmış. Karşı taraf koyuyor bu ismi, mahallelinin koyduğu bir isim değil. Direnişçi ruhuna atfen konuluyor bu isim. 2006’da Tunceli Mahallesi’ndeki direnişte bu mahallelinin aktif rol oynaması, Bayramtepe Mahallesi’ndeki yıkımları engellemiştir. O nedenle bu mahalle biraz ön planda.
YD— Siz mahalleye kaç yılında geldiniz ve kaç senedir burada yaşıyorsunuz? Bu mahalleyi kurarken ne gibi zorluklarla karşılaştınız? Bize biraz mahalleyi tanıtır mısınız?
— Biz bu mahalleye 1993 yılında geldik ve 27 senedir bu mahalledeyiz. Mahallenin yaklaşık 30 yıllık bir tarihi var. Mahalle kurulduğu zaman elektrik, su, alt yapı vs. hiçbir şey yoktu. Elektriği insanlar kendileri getirdiler. Yukarıdaki caddeden direkler dikerek. Belli bir süre sonra suyu tankerlerden almaya başladık belediyenin tanker araçlarından. Daha sonra yukarıdaki İpek Caddesi’nde su geçmesiyle birlikte, mahalle halkı oradan geçen suyu patlattı, suyunu oradan alıp kendini şikayet etti. Böylece su aboneliği de yapıldı. Elektrik aboneliği de bundan bir süre sonra oldu. Elektrikler de zaten sıklıkla gidiyordu. O dönem trafolarda sıkıntı oluyordu, bir kez giderse 2-3 ay elektriksiz kalıyorduk. İşte yine bunlar mahallenin bir araya gelmesiyle, mücadele etmesiyle yerleşti, şu anda hem elektriğimiz hem suyumuz var. Bu mahalle kendisi suyunu patlattı aldı, kendileri suyunu getirdi, devlet de abonelik verdi.
YD– Buranın belediyenin “hizmet” alanının dışında kaldığı da görünüyor. Aslında mahallenin bunca senedir burada yaşayanların emekleriyle ayakta kaldığını söyleyebilir miyiz?
— Belediyenin buraya hiçbir hizmeti olmamıştır. Burada yapılan bütün düzenlemeler mahallelinin toplu çalışmasıyla olmuştur. Buraya kepçeyi de biz soktuk, para toplayıp soktuk ve yolları da o şekilde açtık. Belediyeye gidip asfalt dökülmesi talebinde bulunduğumuzda onu bile kabul etmediler, görüyorsunuz işte 30 yıldır böyle bu mahalle, asfaltı yok. Belediyenin ne için asfalt dökemeyeceğini ne biz anladık ne de onların anladığını zannediyorum. Çünkü burada 2-3 bin kişi yaşıyor. Bu kadar insan vergi veriyor… Bunun ötesinde buradaki insanların tüm yaşamları kendi çabalarıyla devam ediyor.
YD— Geçtiğimiz günlerde bölgedeki 5 eve boşaltılması yönünde tebligat geldi. Bu tebligatlarda, Başakşehir Şehir Hastanesi’ne “geçici” yol yapılacağı için bu evlerin yıkılacağı belirtildi. Bu konudaki düşünceleriniz neler?
— Buraya eskiden beri yapılacak bir yol projesi var. Şimdi yapılacak yola geçici ibaresinin konulmasının nedeni daha sonradan bu yolun da ona dahil olacak olması. Daha sonra yapılacak yolun mahallenin bütününü kapsayacağı biliniyor. Yasalarda kamu hizmeti için kamulaştırma yapılabileceği yer alır ama bu kamulaştırma yapılırken insanların barınma hakkı göz önünde bulundurulmak zorundadır. İşte bu barınma hakkını nasıl göz önünde bulunduracaklar; ya sosyal bir konuta yerleştirecekler bu insanları ya eş değer bir yer verecekler ya da o ev için bir konut edinecek parasını verecekler. Bunlar kolaycılık yapıyorlar. Bir yıl kira bedeli veriyorlar. Bu barınma hakkına doğrudan saldırıdır. Önce barınma hakkı göz önüne alınmalı, kentsel dönüşüm ancak bu şekilde yapılmalı, diğer türlüsü rantsal dönüşümdür. 30 senedir burada yaşayan insanların sudan sebeplerle evinden çıkarılması kabul edilebilir bir durum değil.
YD— Evinize ve mahallenize yönelik saldırılara karşı oluşturulan bir dernek vardı bundan bahseder misiniz?
— Burada haklarımıza yönelik ne yapabiliriz dedik, yasal olarak bir dernek oluşturmanın buranın muhataplarıyla belediyelerle daha iyi bir iletişim kurulmasını sağlayacağını düşündük. Derneğe buradaki insanlar biraz kayıtsız kalıp, aidatlarını ödemeyince dernek işlevsiz kaldı. Dernek işlevsiz kalınca onun masraflarının altından 3-5 kişi kalkamayacağımızı anladık ve derneğin iptalini gündeme getirdik. Yani derneksiz de komiteler aracılığıyla buranın haklarını savunabileceğimize inandığımız için dernek kapandı. Daha önceden kurduğumuz bir komite var. Burayla ilgili her hangi bir gelişme olursa, o komite yeniden canlanır ve gündeme gelir.
YD– Güvercintepe’de 2006 yılında bir kentsel dönüşüm projesine karşı mahallede direniş sergilenmişti. O süreçten bahsedebilir misiniz?
— 2006’daki direniş Dersimlilerin olduğu mahallede gerçekleşti. Tunceli Mahallesi’nde gecekondular var. Baraka tipi kondular var. Fakat bu ilkel kondularda oturan insanlar var ve bu insanların durumu çok çok kötü durumda. Oraya sığınanlar yani. Oraya biz burayı düzelteceğiz diyerek yıkım getirdiler. Fakat yıkımın karşılığında bu insanlara hiçbir şey verilmeden sadece buradan çıkıp gideceksiniz denildi. Bunun üzerine insanlar orada; 50 konutun bulunduğu bölgede telaşa düştü. Biz de bir kondu mahallesi olduğumuz için o dönem orada ne yapabileceğimizi düşünüp bir komite kurmaya karar verdik. Orada bir komite kuruldu ve ciddi bir mücadele oldu. Karşı taraf geri adım atmak zorunda kaldı; belediye geri adım attı. Belediye geri adım atınca oradaki konduların yıkımı durduruldu. Oradaki mücadeleyi belediye de devlet de göze alamadı. Ondan sonra belediye çekti gitti. Yıkım gündemden kalktı. Daha sonra oradan birkaç arkadaş yerleri almak için mahkemeye verdiler. O dönem orada verilen mücadele Bayramtepe’deki yıkımları engellemiştir.