Migros’ta pandemi döneminde “ücretsiz izne” zorlanan işçilerin direnişi devam ediyor. Çayırova’da bulunan Migros deposu önünde toplanan işçiler, Migros’un ücretsiz izin dayatmasıyla uzun süredir fabrikada çalışmış olan işçilerin kıdem tazminatlarını gasp etmek istediğini vurguladı.
Kocaeli’nin Çayırova ilçesinde bulunan Migros deposunda çalışan işçiler salgına karşı alınmayan önlemler, güvencesiz çalışma koşulları, mobbing ve taciz nedeniyle Depo, Liman, Tersane ve Deniz İşçileri Sendikası’na (DGD-SEN) üye oldu.
Sendikaya üye olan işçiler ile birlikte 3 senenin üzerinde çalışmış olan işçiler ücretsiz izin dayatmasıyla karşı karşıya kaldı. Onlarca işçi Migros’ta bu şekilde işten çıkarılarak sefalet ücreti olan bin 168 lirayla geçinmeye zorlandı. Bu ücretle geçinemeyen işçiler, yeni bir iş arayıp buradan çıkışını vermek zorunda kalacağı için kıdem tazminatı alamamış olacaktı. İşçiler Migros’a kıdem tazminatlarını gasp ettirmemek, güvencesiz çalışma koşullarını düzeltmek, içerideki tacizci amirlerin işten atılması için mücadelelerini sürdürüyor.
İŞÇİLER ZOR ŞARTLARDA ÇALIŞMAYA ZORLANIYOR
3 buçuk sene Migros deposunda çalışan işçilerden Nur Kılınçlı, soğuk hava deposunda incecik bir montla çalışmak zorunda bırakıldıklarını belirtirken, “Soğukta yapamıyoruz, vantilatörün üzerinde biriken buzun başımıza düşmesinden bile korkuyoruz çalışırken. Yerler her zaman su içinde ve çukur. Hareket ettiğimizde bir şeyler yığılıyor, sonra onları topluyoruz… Bunlar olurken sonra bize ‘Neden siz az koli attınız? denilerek tutanak tutuluyor. Ve biz kadın işçiler olarak bunlardan bahsettiğimizde deponun müdürü tarafından ya alaya alınıyoruz ya da oyalanıyoruz. Bu koşullarda, ‘yapacaksınız’, ‘edeceksiniz’ denilerek çalışmaya zorlanıyoruz” dedi.
Ücretsiz izne zorlanan Kılınçlı, daha sonra depo yönetimi tarafından yapmadığı bir şeyle suçlandığını aktardı. “Ücretsiz izne çıkartıldıktan sonra yönetimi aradığını fakat telefonlarına dahi yanıt alamadığını belirten Kılınçlı, “Depo yönetimi tarafından yapmadığım bir şeyle suçlandım. Telefonlarım dahi açmadılar. Ne zaman ki DGD-SEN’e üye oldum ve sesimizi çıkarmak için fabrika önüne geldim, telefonumu açmayan insan -genel müdürlükten- beni kendi arıyor. Neden biliyor musunuz? Tazminatını verelim diye arıyor. Ben burada senelerce çalıştım, neden bana demediniz ‘senin hakkın bu kadar’ diye? Niçin bunları ben sendikaya üye olduğumda söylüyorlar. Çünkü haklı olduğumuz için bunu burada söylediğimiz için bunu yapıyorlar. Ben buradan son olarak şunu söyleyeyim, tüm haklarımı alacağımı bilsinler. Buraya 5 defa geldim, beş yüz defa daha geleceğim hakkımı almak için” dedi.
ATILAN İFTİRALAR BOŞA DÜŞÜNCE, MİGROS YÖNETİMİ İŞÇİLERE ‘ÜCRETSİZ İZNİ’ DAYATTI
Üzerine iftira atıldığını ve ücretsiz izne gönderildiğini ifade eden Sevim Güneş, “Attıkları iftiranın gerçek olmadığı kamera kayıtlarında ortaya çıkmasına rağmen devletin onlara sunduğu ‘ücretsiz izni’ kullanarak bizi ücretsiz izne çıkardılar. Çünkü beni çıkarmak için bahane arıyorlardı ve bu ücretsiz izin de onlara bu fırsatı verdi. Ben de kendi hakkımı almak için buraya depo önüne geldim. Amaçları işçinin parasını cebine koymak. Bunu, eski işçileri ücretsiz izne çıkartarak yapıyorlar. Hani işçiler bin 168 lira ile geçinemeyip bunalıma girsin de kendileri gelip çıkışını versin, tazminatları bize kalsın hesabı yapıyorlar. Pandemi döneminde burada çalışan bütün eski elemanları çıkartıp yerine yeni eleman almak istiyorlar. Amaçları bu. Yılbaşı da geliyor ve birçok eski elemanın biriken kıdem tazminatı var, onların kıdem hakkına göz dikmiş durumdalar. Bu elemanların, çoluğunu çocuğunu düşünmeden ücretsiz izne çıkartıyorlar. Ben yönetime soruyorum: Neden eski elemanları ücretsiz izne çıkartıp da yeni eleman alıyorsunuz? Bunun başka bir açıklaması olabilir mi?” dedi.
Güneş, firmanın bütün bunlarla yetinmeyip bir de işçileri işten çıkarmak için onları suçladığını ifade ederken “Ben onları haklı çıkarmayacağım, hiçbir şekilde haklı çıkarmayacağım. Çünkü bu şartlar altında ben neler çektiğimi çok iyi biliyorum. Sadece ben de değil buradaki elemanların hepsi biliyor. Sabaha kadar soğuk bir depoda verilen ince bir montla çalıştığımızı biliyoruz. Pandemi döneminde temizlenmeyen tuvaletleri, daracık soyunma odalarını biliyoruz. Ve ben buraya geldim, orada çalışan bütün elemanların hakkını savunmak için buraya geldim. Burada da kazanana kadar duracağım.” dedi.
MİGROS’UN DOKTORLARINDAN İŞÇİLERE: ‘SENİN RAHATSIZLIĞIN PSİKOLOJİK’
Migros depoda 7 yıl boyunca çalışmış olan işçilerden Ayşe Özbolat, “çalışma şartlarımız zaten zordu; deponun soğuk olması, temiz olmaması, mesai saatlerinin uzun olması… bütün bunlara rağmen pandemi döneminde ücretsiz izne çıkartıldık” dedi.
Özbolat kendinin de bu depoda çalışırken koronavirüse yakalandığını aktarırken, “İlk test yaptırmamın ardından mart ayında 14 günlük bir karantina sürecim oldu. Bunun ardından geçtiğimiz ay Kovid-19 testim yine pozitif çıktı. Burada bu şartlarda çalışırken çalışma ortamımızdaki hasta arkadaşlarımızın hepsinin tedaviye gönderilmesini ve hepimize test yapılmasını istedim. Düşünün, hastayız, zor şartlarda çalışıyoruz, soğuk ve mesaiye zorlanıyoruz.
Bu süreçte Migros’un depoda çalıştırdığı doktor ve yardımcısının yönetimle hareket ettiğini düşünüyorum. Çünkü hasta olan işçilere ‘Senin rahatsızlığın psikolojik’ diyerek işçilerin durumları kötüleşinceye kadar oyalıyorlar. Beni de oyalamışlardı ta ki ateşim 38’e yaklaşıncaya kadar. Ve o zaman testim pozitif çıkmıştı” dedi.
Özbolat, “Ben bu şartlarda çalışırken, bütün bunlara katlanırken pandemi sürecinde işimden atılmayı kabul etmiyorum. Onlarca eski elemanı ‘performansınız düşük’ diyerek işten çıkardılar. Ben buraya pandemi döneminde işe alınan yeni işçilere işi öğrettim, hâlâ işçi alıyor Migros. Bu yetkiyi bunlara kim veriyor? Ben hakkımı bunlara bırakmayacağım.” dedi.