İstanbul Üniversitesinde yemeklere fahiş fiyatta zam yapıldı. KYK’dan aylık aldıkları burs 3 bin lira iken zamla birlikte aylık ödemeleri beklenen paranın 2 bin 400 lira olduğunu belirten İÜ öğrencileri, ekonomik kriz derinleşirken öğrencilerin üniversite yönetiminin eğitim ve barınma ihtiyacını karşılamak yerine çalışmaya zorladığını söyledi.
İstanbul Üniversitesinde yemekhane ücretlerine yapılan zamla yemek ücreti 15 liradan 25 liraya yükseldi. Bir öğün yemek fiyatı ise 25 liradan 35 liraya çıkarıldı. Zamlarla birlikte öğrencilerin temel hakkı olan beslenme hakkı da gasp edildi.
“PARASIZ BESLENMEK İSTİYORUZ”
İstanbul Üniversitesi öğrencileri, “Açlık Oyunları: Yemeğe Zam, Mideden Tasarruf. Yönetmen: Osman Bülent Zülfikar” ve “Yemek Hakkımıza Sahip Çıkıyoruz” pankartlarıyla Beyazıt kapısı önünde açıklama yaptı. Öğrenciler sık sık; “Yemek Hakkımız Engellenemez”, “Beslenme Haktır Gasp Edilemez”, “Müşteri Değil Öğrenciyiz”, “Zamlı Yemek İstemiyoruz”, “Parasız Beslenme Hakkımız Alacaklıyız”, “Parasız Beslenme İstiyoruz”, “Osman Kaç Kaç Kaç Öğrenciler Geliyor”, “Kayyum Kaç Kaç Kaç Öğrenciler Geliyor”, “Yaşasın Öğrenci Dayanışması”, “Kayyum Defol Üniversiteler Bizimdir”, “Ferman Kayyumun Üniversiteler Bizimdir”, “Sermayeye Değil Öğrenciye Bütçe” ve “Okurken Ölmek İstemiyoruz” sloganlarını attı.
Eylemde ayrıca “Yemekhane Zammını Reddet. Beslenme Hakkına Sahip Çık”, “Burslara Da Ara Zam, Koşulsuz 12 Bin Lira”, “Yemekhane Zammını Geri Çek”, “Parasız ve Nitelikli Eğitim Hakkına Sahip Çık” şiarlarının öne çıktığı dövizler taşındı.
İNTİHARA SÜRÜKLENEN SİBEL ÜNLİ ANILDI
Öğrencilere herhangi bir bildirimde bulunulmadan, sadece yemek alırken fark edebilecekleri şekilde alınan zam kararının, üniversite yönetiminin öğrencileri birer tüketici olarak gördüğünün ve onların ihtiyaçlarını hiçe sayarak kendi çıkarlarını öncelediğinin açık bir göstergesi olduğu vurgulandı. Açıklamada, “İçinde bulunduğumuz ekonomik krizin yarattığı yıkıcı koşullar altında, biz öğrenciler temel ihtiyaçlarımızı dahi karşılamakta zorlanırken, bu yüzde 40’lık zammın dayatılması, öğrencilerin mevcut durumunun göz ardı edilmesi demektir. Bu keyfi ve adaletsiz zammın derhal geri çekilmesi gerektiğini ısrarla ifade ediyoruz! Biz benzer bir yaklaşımı, 2019’daki yemekhane zammı sürecinden de biliyoruz. O dönemde maddi sorunların kendisini intihara sürüklediği sıra arkadaşımız Sibel, yaşamına son vermeden önce yaptığı bir paylaşımda ‘Yemekhane kartımda para kalmamış, sadece bir liram var’ demişti. Bugün de birçok sıra arkadaşımız, yemek kartında para olmadığı için beslenemiyor. Sibel’i unutmayacağımızı buradan tekrar hatırlatmak istiyoruz” denildi.
“KYK BURSU 3 BİN, AYLIK YEMEK PARASI 2 BİN 400 LİRA”
Son zamla birlikte bir öğün yemeğin fiyatının sene başından bu yana yüzde 133 oranında arttığı kaydedilen açıklamada, “Yalnızca yemekhanede günlük 3 öğün yemek yiyen bir öğrencinin ay sonunda cebinden çıkacak para 2 bin 400 liraya ulaşırken, KYK bursu yalnızca 3 bin liradır. Bu durum, öğrencilerin hayatta kalabilmek için temel ihtiyaçlarını karşılamakta dahi güçlük çekmelerine, borçlanmaya zorlanmalarına yol açmaktadır. Bu zorlu ekonomik koşullarda, üniversitelerin asli görevi olan eğitim hakkını savunmak yerine, öğrencilerin sırtına bu krizin yükünü yüklemek, devletin ve üniversite yönetiminin öğrencileri birer ekonomik yük olarak görmesinin bir başka göstergesidir. Bu yaklaşım, eğitimi ve öğrencileri tamamen piyasa bakışıyla gören bir anlayışın ürünüdür. İçinden geçtiğimiz ekonomik kriz koşullarında, üniversiteliler bir öğün yemek yemek için, bir kahve içebilmek için bile kırk kere düşünmek zorunda kalıyor. Her kademede giderek niteliksizleşen eğitimin yanında beslenme, barınma ve ulaşım gibi giderler karşılanamaz duruma geliyor, öğrencilerin eğitim hakkı adeta gasbediliyor. 3 bin liralık KYK bursu üniversitelilerin en temel giderlerini dahi karşılamaya yetmiyor. Birçoğumuz okumak için çalışmak durumunda kalırken, iş-okul-yurt üçgeninde üniversitelilerin sosyalleşmesi imkânsız hale geliyor. Yemekhane, ulaşım ve barınma zamları aynı zamanda devlet üniversitelerini tıpkı özel üniversiteler gibi parası olanın okuyabileceği bir ortam hazırlıyor. Devlet üniversitelerinde okumanın maliyetinin artırılması aynı zamanda eğitimin piyasalaştırılmasının bir parçası olduğu açık. Bizler üniversitelerin bu ülkenin her genci için bilimsel, demokratik bir eğitim alacağı kurumlar olması gerektiğini düşünüyoruz. Bu ancak eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması ve her öğrencinin eğitim koşullarının devlet tarafından sağlanmasıyla mümkündür. Yeni dönemle beraber Hemen hemen her üniversitede 35 lira bandına sabitlenen fiyatlar zam miktarlarının ortak bir elden çıktığını gösteriyor. Ve bu aynı zamanda üniversite yönetimleri açısından zammın geri çektirilemeyeceği yanılsamasını yaratmanın bir seçeneği oluyor. Üniversite yönetimleri her yerde bu zamların yapıldığını söyleyerek öğrencilere ellerinden bir şey gelmeyeceğini ifade ediyor. Bu sayede sorumluluğunu üstünden atmaya çalışıyor. İstanbul’daki diğer üniversitelerle eş zamanlı gerçekleşen bu zamların bugün geri çektirilmesi yarın gelecek yeni zamların ve özelleştirme süreçlerinin engellenmesi bakımından önem kazanıyor” ifadeleri yer aldı.
“BÜTÇENİN EĞİTİM VE BARINMA İÇİN KARŞILANMASINI İSTİYORUZ”
Öğrencilerin içinden geçtiği yoksulluğun karşısında üniversite yönetiminin bulduğu çözümün kısmi zamanlı öğrenci programını genişleterek, öğrencileri ucuz iş gücü olarak kullanmak ve İŞKUR’la ortaklık yapmak olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Bu koşullar altında yeni bir zam haberinin de üniversitemiz tarafından açıklandığını öğrendik. Binlerce öğrencisiyle Türkiye’de en çok ödenek alan 2. üniversite olan İstanbul Üniversitesinin bütçesi öğrencilerin beslenme hakkı için kullanılmadığı ortada. Üniversitenin, bütçesini öğrencilerin ihtiyaçları için kullanması, eğitim başta olmak üzere barınma ve beslenme ihtiyaçlarının karşılanması için kullanılmasını talep ediyoruz. Alınan kararın öğrencilere dahi duyurulma ihtiyacı hissedilmeden öğrencilerin doğrudan yemekhane turnikelerinde öğrendiği bir tabloyla karşılaştık. Öğrencilerin parçası olmadan işletilen bu antidemokratik karar süreci kabul edilemez. İstanbul Üniversitesi öğrencileri günümüz Türkiye şartlarında verilen 3 bin liralık KYK bursuyla bir öğün yemeğe 35 lira vermeye mahkûm bırakılmamalı. Okuduğumuz devlet üniversitesinde en düşük gelir durumlu öğrenci okulda yiyeceği bir yemek, alacağı bir çay için iki kez düşünmemeli. Yemekhanede yediğimiz yemekler nitelikli denecek düzeyde bile değilken önceki senelerdekinden de farklı olarak bir senede iki kez zam getirilmesini kabul etmiyoruz” denildi.
“ZAMLAR GERİ ÇEKİLSİN”
Okul kulüplerine faaliyet alanı tanınmadığı, öğrencilerin her türden etkinliklerinin bürokratik engellere takıldığı vurgulanan açıklama, şu ifadelerle devam etti: “Etkin bir ÖTK talebimiz senelerdir karşılık bulmuyor, seçimlerimiz yapılmıyor. Her seferinde tepeden indirilen antidemokratik kararlar zorla uygulamaya konuluyor, bizlerin bunlara karşı almak istediğimiz önlemler engelleniyor. Gerek önümüze polisler yığılıyor, gerek İletişim Fakültesinde olduğu gibi kulüp faaliyetlerimiz sınırlandırılıyor. Zamların geri çekilmesini, nitelikli beslenme hakkımızın eksiksiz sağlanmasını ve her iki yemekhanede de vegan yemeğin ulaşılabilir olmasını talep ediyoruz! Bunlar için birleşebileceğimiz en temel alan Öğrenci Temsil Kurulu iken senelerdir üniversitemizde etkin bir şekilde yürütülen ÖTK’nin yeniden etkin hale getirilmesi ve seçimlerinin yapılmasını istiyoruz. Müfredatlarımız nitelikli ve akademik düzeyde değilken, diyanet işleri ve tarikatlar gibi birimler üniversitelerde yer edinmeye çalışıyor. Öğrenciler olarak önümüze bir taş takılmadan, tamamıyla bilimsel bir eğitim almak istiyoruz. Bütün İstanbul Üniversitesi öğrencilerini de bizlerle birlikte nitelikli yemek, parasız, bilimsel, demokratik, anadilde eğitim hakları için ses çıkarmaya davet ediyoruz!”
(HABER MERKEZİ)