Gazi Katliamının 30. yılında yüzlerce kişi Gazi Mahallesinde katledilenleri anmak ve direnişi selamlamak için yürüdü.
Kitle, Alevi örgütlerinin çağrısıyla Gazi Cemevi’nde toplandı. Anma programına, Partizan, DEM Parti, EMEP, ESP, Kaldıraç ve çok sayıda siyasî parti ve demokratik kitle örgütü katıldı.
Cemevi önünde saygı duruşuyla başlayan anmada ilk olarak ayaklanmanın 30. yılı vesilesiyle yapılan anıt açıldı. Anıtta Gazi şehitlerinin isimleri yer alırken, Hasan Ocak’ın ismi yer almadı.
Gazi’de katledilenlerden Zeynep Poyraz’ın babası, “Devletin kendi eliyle, silahıyla çocuklarımız vuruldu. Bu acıları unutmak, bu devlete vatandaşlık yapmak bizim için kolay değildir. Çünkü bizim devletle kan davamız var.” dedi.
PSAKD Gazi Cemevi Başkanı Hıdır Karataş, “95’ten günümüze kadar bu acıyı yüreğimizde hissettik. O zulümkarlara, faşist zihniyete, insanlarımızı katledenlere karşı 30 yıldır Gazi halkı olarak buradayız. ‘Duvardaki taşı çekersek duvar yıkılır’ diyorlardı. Bu duvar burada yıkılacak, bu ülkedeki demokratik, özgürlükçü, laik anlayış, hukuk ve adalet yerini bulacak” dedi.
SURİYE’DEKİ ALEVİ KATLİAMINA TEPKİ
Yürüyüş boyunca, “Gazi Şehitleri Ölümsüzdür”, “Gazi’de Düşene Dövüşene Bin Selam”, “Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz”, “Direne Direne Kazanacağız”, “Katil HTŞ, İş Birlikçi AKP”, “Gazi’nin Hesabı Sorulacak” sloganları atıldı. Katliamda yaşamını yitirenlerin isimleri okunarak “Yaşıyor” dendi.
Yürüyüşte, “Gazi’den Ümraniye’ye Adalet İstiyoruz” ana pankartı açılarak, katliamda yaşamını yitirenlerin fotoğrafları taşındı, 12 Mart Platformu “Gazi’de düşene dövüşene bin selam! Gazi-Ümraniye şehitleri onurumuzdur” pankartı taşıdı. Ayrıca Suriye’de cihatçı HTŞ çetesi tarafından sürdürülen Alevi katliamını protesto etmek amacıyla da “Suriye’de Alevi katliamlarına hayır” pankartı açıldı.
Eski postanenin önüne kadar süren yürüyüşün ardından burada saldırının gerçekleştiği noktaya karanfiller bırakıldı ve tekrar saygı duruşunda bulunuldu. Saygı duruşunun ardından basın açıklaması gerçekleştirildi.
Gazi şehit aileleri, Alevi örgütleri ve Gazi halkı adına basın açıklamasını okuyan Sinem Gündüz, “Gazi Mahallesi ve Ümraniye’de katledilen canlarımızı anmak için toplandık. Onlara olan vefa borcumuzu yerine getirmek için bir kez daha katledildikleri yerdeyiz” dedi. Bundan tam 30 yıl önce Gazi Mahallesinde katillerin dört kahvehane ve bir pastaneyi kurşun yağmuruna tuttuğunu belirten Gündüz, “Bu esnada Doğu kahvehanesinde bulunan Halil Kaya Dedemiz hayatını kaybederken, 5’i ağır 25 canımız yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. Aracı gasp edilen Mesut Efe boğazı kesilerek ve sonra da aracı yakılarak öldürüldü” ifadelerini kullandı.
“AMAÇ DEVRİMCİLERİ SİNDİRMEKTİ”
Katillerin amacının halkı birbirine kırdırarak Alevi-Sünni çatışması yaratmak olduğunu söyleyen Gündüz, “Gazi halkı provokasyon yapanların hedefini biliyordu. Amaç Gazi’de devrimci muhalefeti sindirmek ve tüm demokrat halka gözdağı vermekti. Saldırı Alevisi ve Sünnisi ile yoksul halkımızaydı. Katiller nasıl oldu da Gazi gibi polis devriyesinin her zaman çok yoğun olduğu bir yerde ellerini kollarını sallayarak ortadan kayboldular? Bunun açıklamasını Gazi halkı biliyordu. Bu nedenle öfkesi sel oldu ve Gazi karakoluna akmaya başladı” dedi.
“KATİLLER CEZALANDIRILMADI”
Katillerin yakalanarak cezalandırılmasını isteyen Gazi halkına bu kez devlet güçleri tarafından ateş açıldığını söyleyen Gündüz, “Gazi halkının zalimlere karşı direnişi; sokağa çıkma yasağına, katliamlara ve devletin polisinin sergilediği vahşete, 19 şehit, yüzlerce yaralıya rağmen, 3 gün boyunca sürmüştür” ifadelerini kullandı.
Ümraniye’de Gazi halkına destek vermek için yapılan yürüyüşe de ateş açılarak 5 insanın katledildiğini hatırlatan Gündüz, saldırganlar belli olduğu halde katillerin cezalandırılmadığını söyledi. Sadece iki polise göstermelik cezalar verildiğini ifade eden Gündüz, “Gazi’de yaşanan bu katliamdan dönemin Başbakanı Tansu Çiller, İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Hanife Avcı, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu ve İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir sorumludur” dedi.
“Geçmişten bugüne Koçgiri’de, Dersim’de, Maraş’ta, Çorum’da, Sivas’ta, 19 Aralık Hapishanelerinde, Gezi’de, Cizre’de, Suruç’ta, Roboskî’de ve Ankara garında aynı zihniyet tarafından Türkiye halklarına zulüm reva görülmüştür” diyen Gündüz, bu katliam ve baskılara direnenlerin ise tutsak edildiğini vurguladı. Alevilere dönük asimilasyon politikalarının devam ettiğini ifade eden Gündüz, iktidar tarafından tüm itirazlara rağmen kurulan “Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığını” tanımadıklarını söyledi.
“ALEVİ KATLİAMI LANETLİYORUZ”
Suriye’de HTŞ’nin başını çektiği cihatçı çeteler tarafından Alevilere dönük katliam saldırılarına işaret eden Gündüz, “Biz Aleviler; HTŞ’yi, temsil ettiği zihniyeti ve destekçilerini yakından tanıyoruz. Emperyalist politikalara ve bölge gericiliğine hizmet eden Ortaçağ artığı bu katilleri lanetliyoruz. Suriye’de Alevilere yönelik devam eden katliamın bir an önce son bulmasını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Gündüz, şöyle devam etti: “Eli silahlı katillerin karşısına sadece yürekleriyle çıkan, katillerin halkın karşısında nasıl korkak ve aciz olduklarını, halkın gücünü, tüm Türkiye’ye gösteren şehitlerimizi ve Gazi halkını selamlıyoruz. Bugün Gazi’de şehitlerimizi anıyoruz. 15 Mart günü de Ümraniye’de anacağız! Gazi-Ümraniye şehitleri onurumuzdur!”
Yürüyüş boyunca saldırıların yaşandığı diğer noktalara da karanfiller bırakıldı. Yürüyüş Gazi Mezarlığında son buldu. Burada da saygı duruşu gerçekleştirilerek, ortak metin okundu. Anma, gülbenklerle son buldu.
12 MART PLATFORMU’NDAN ANMA
12 Mart Platformu da Gazi Mezarlığında anma gerçekleştirdi. Ortak açıklamayı okuyan Çağdaş Büyükbaş, “12 Mart günü kahvehanelerin tarandığını, ölü ve yaralılar olduğunu duyan Gazi halkı, sokağa akın etti. ‘Katiller karakolda’ sloganıyla karakola yöneldi. Her tür saldırının ve provokasyonun arkasında karakolun olduğunu biliyorlardı. Kitle içinden ‘camiye saldıralım’ diyen provokatörleri susturdular. Ne camilere saldırdılar, ne de herhangi bir yeri talan ettiler. Devrimci ve komünistlerin önderliğinde doğru hedeflere yöneldiler; barikatlar kurup mahallelerini savundular. Gazi Direnişinin farkı; protesto ile yetinmeyip taleplerini oluşturan ve talepleri kabul edilene kadar sürdürülen bir direniş olmasıdır. Kendiliğinden bir öfke patlamasıyla başlayan direnişin, örgütlü bir güce çevrilmesidir” ifadelerini kullandı.
Büyükbaş, “Gazi direnişi aynı zamanda katliamın aydınlatılması, sorumlularının ve faillerinin yargı önüne çıkarılması ve hesap sorulması mücadelesi olarak da 30 yıldır sürüyor ve sürecek. Gazi’yi unutturmayacak, hesabını soracağız” dedi.
(HABER MERKEZİ)