ELBİSTAN- Depremin 22. gününde Elbistan’a bağlı köylerde dayanışma ziyaretleri devam ediyor. Munzur Çevre Derneği (MÇD) ve Partizan faaliyetçileri depremden etkilenen köylere yardım ulaştırırken depremin yaralarını sarma noktasında dayanışma ziyaretleriyle halkla buluşmaya devam ediyor.
6 Şubat günü merkez üssü Maraş olan ve 10 ilde yıkıma yol açan depremlerin etkileri devam ediyor. Depremin ilk gününden itibaren götürdüğü yardımlarla depremzedelere ulaşmaya çalışan MÇD ve Partizan faaliyetçileri halkla buluşmaya devam ederken halk dayanışmasının önemini yeniden gündeme getiriyor. Halkın yaraları sarılmaya çalışırken bundan sonraki süreçlerde ne yapılması gerektiği üzerine depremzedelerle sohbet ediliyor.
Depremin üzerinden geçen 22 günde halkın birçok sorunla hâlâ baş etmeye çalıştığı görülüyor.
“Köyde ölen yoksa başınızın çaresine bakın”
Elbistan’a bağlı köylere yapılan ziyaretlerde barınma temel bir sorun olarak durduğu görülüyor. Depremden hasar gören evlerine giremeyen köylüler çadırlarda konaklamaya devam ediyor. Ancak hasar gören evlere yeniden girme noktasında endişe eden köylüler yeniden bir ev inşa etmenin onlar için çok zor olduğunu belirtiyor. Göç etmeyen, gidecek başka yeri olmayan ve burada kalmaya devam edenlerin yaşadığı ortak sorun barınma.
Depremin ardından “normalleşmeye” başlayan köylerde halk tepkili ve öfkeli. Halk, devletin onları kimsesiz bıraktığını depremden ancak birkaç gün sonra gelerek “Köyde ölen yoksa başınızın çaresine bakın” diyerek çekip gittiğini söylüyor.
Elbistan merkezde depreme yakalananlar köylere göç etmiş durumda. Burada da güvende olmadıklarını belirten halk ceplerinde 1 TL’nin dahi kalmadığını söylüyor. İlk günlerde çadırlarını buzun ve karın üstüne kurduklarını sağlık sorunları ile karşı karşıya kaldıklarını söylüyorlar. Kronik hastalığı olanlar, tedavi görenler ise sağlık hizmetine ulaşmakta sorunlar yaşadıklarını veya yaşayacaklarını belirtiyor. Konuştuğumuz biri yaşadıklarını şöyle aktarıyor: “Artık burada kimse açlıktan ölmez. Biz yiyecek, içeçek, giyecek istemiyoruz. Yanımızda olmanızı bekliyoruz” diyor.
Bu andan itibaren birlikte ve örgütlü bir şekilde bir arada olmanın vurguladığı konuşmalarda halk dayanışmasının önemi bir kez daha gündeme geliyor.