İstanbul Çekmeköy’de kurulu bulunan Alp Hindi fabrikasında Şeker İş sendikasına örgütlenen 4 işçi işten atıldı. İşten atılan işçiler fabrika önünde açıklama yaparak direnişe başladı. Fabrika önündeki direniş bir süre sonra hukuki olarak devam ettirilmek üzere sonlandırıldı. İşçilerle fabrikadaki çalışma koşulları ve işten atma saldırısı üzerine bir röportaj gerçekleştirdik.
Yeni Demokrasi: Alp Hindi’de kaç yıldır çalışıyorsunuz, çalışma koşullarını anlatır mısınız?
Emine Boğaç: Merhaba ben Emine Boğaç Alp Hindi çalışanıyım. 11 yıldır burada çalışıyorum. Zor şartlar altında çalışıyoruz. Çalıştığımız alan soğuk. Bıçak ile çalışıyoruz. İşimiz yorucu zorlanıyoruz.
YD: Kadın işçilere yönelik ayrıca bir baskı, mobbing söz konusu mu?
Boğaç: Kesinlikle evet. Ayrımcılık söz konusu. Fabrikada mola saatlerinde molaya çıktığımız zaman “neden bu iş bitmiyor?” iş fazla kaldığı zaman “neden bitirilip molaya çıkılmıyor?” şeklinde bağırarak mobbing uygulanılıyordu. Çıkış saatlerinde çıkmak üzereyken “Biz size söylemeden neden çıkıyorsunuz?” deniliyordu. Baya mobbing uygulanıyordu, sanki köleymişiz gibi.
YD: Yeterli ücret alıyor muydunuz?
Boğaç: Dediğim gibi 11 yıllık çalışanım. Asgari ücretin bir tık üstünde ücret alıyorum. Ciddi anlamda maaşı yükselen arkadaşımız yok aramızda. Bu durumu insan kaynaklarına bildirdiğimiz zaman bize dediği tek şey şu oldu; “Sizin diğer işçilerden farkınız yok, yeni gelen bir işçiyle aynı koşullarda çalışıyorsunuz, böyle bir hakkınız yok.”
YD: Sendikalaşma sürecinden biraz bahseder misiniz?
Nurdane Adıgüzel: Merhaba Ben Nurdane Adıgüzel. Şeker-İş sendikası ile bir kadın arkadaş vasıtasıyla tanıştım. Bana sendikalaşmanın öneminden bahsederek sendikalı olmam gerektiğini söyledi. İlk başta hiç sıcak bakmadım. İş arkadaşlarıma sendikalı olmayı vs. söyleyemem diye düşündüm çünkü herkesin seneleri var, yaşı var, sendikalı olmayacaklarını düşündüm. Ama tabi sendikadaki kadın arkadaşımın desteğiyle başladık. Tek tek, bir tane bir tane, arkadaşlarımızın yanına giderek, evine giderek, iş yerinde konuşarak ikna ettik bir şekilde. Sağ olsunlar hepsi destek verdi, çoğunluk sağladık. Bize bu örgütlenme süreci uzun geldi ama sendikamız kısa sürede olduğunu söylüyor. Biz de bu durumdan çok mutluyuz. Mutluyum bu adımı attığımız için çünkü içerde bize insanca hiç davranmadılar. Ben ellerimin ikisinden ameliyat oldum. Kollarım yara bere içinde. Bıçak kullanıyoruz biz. Her an can tehlikesi ile karşı karşıyayız. Mesela bıçakla yürüyorlar, iş yerinde kavga olsa insanlar birbirini bıçaklar. Zor şartlar altında çalışıyoruz, sürekli molalardan kesiliyor, sürekli mobbingler… Eleman yetersizliği olduğu için bizi sürekli yarıştırarak ve bu yarışların hiçbir karşılığı olmaksızın senelerdir böyle çalıştırdılar bizi. Yani bu maaş konusu da maaşlarımız asgari ücretti 10 senelik çalışanım ben. Yani bu son şeyden değil bir önceki asgari ücret belirlemesinden sonra bir tık üstüne çıktı.
YD: Siz ağır çalışma koşullarına ve düşük ücretlere karşı sendikalı oldunuz. Alp Hindi patronunun buna cevabı ise aslında sizi işten çıkartmak oldu. Şu anda Türkiye’nin birçok fabrikasında bu şekilde mücadele eden işçiler var. Çalışma koşullarına karşı sendikalı olup ardından patron tarafından işten çıkartılan işçiler var. Alp Hindi patronunun da aynı yönteme başvurmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Adıgüzel: Bize tabi öyle denilmedi. Bize başka bahaneler sunuldu. “Performans yetersizliği, küçülmeye gidiyoruz.” dediler ama yakın zamanda eleman aldılar. Yeni işe giren arkadaşlarımız var. Tabi biz buna inanmadık. Bizi ne sebeple çıkarttıklarını biliyoruz. Biz bunu kendilerine söyledik zaten. Bizi sendikalı olduğumuz için çıkarıyorsunuz diye. Kabul etmediler. Bize haklı fesih göstermeksizin 3 Ağustos günü saat 16:00’da işten çıkardılar.
YD: Türkiye’nin birçok yerinde işten atılan işçilere diğer iş arkadaşları sahip çıkıyor ve aslında üretimi durdurarak patrona cevap veriyorlar çünkü kazanımın böyle olacağını düşünüyorlar. Sizin arkadaşlarınızın da bunu yapmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Adıgüzel: Çok güzel bir duygu bu. Kendileri için de bizler için de güzel bir şey. Tabi bugün anlaştılar, içeri girdiler. Bizim işe tekrar geri alınmamız için görüşmeler devam ediyor. Yasal yollardan da başvurularımızı yaptık. Haklarımızı savunacağız.
YD: Burada direniş çadırı kurdunuz. Bundan sonraki süreci nasıl götürmeyi düşünüyorsunuz?
Adıgüzel: Direnmeye devam edeceğiz, hakkımız her alanda savunacağız.
YD: Sizin gibi aynı koşullarda çalışan Türkiye’deki işçilere, emekçilere çağrınız nedir?
Adıgüzel: Sendikalı olsunlar, haklarını savunsunlar kendilerini güvenceye alsınlar biz örgütlü gücün nasıl bir şey olduğunu bu vesile ile görmüş olduk.