İSTANBUL- Yeni Demokrat Kadın’ın çağrısıyla bir araya gelen kadın kurumları, Halk Savaşçıları Gökçe Kurban (Asmin) ve Ali Kemal Yılmaz’ın (Özgür) cenazelerine yönelik işkenceye dair İHD İstanbul Şubesi’nde basın açıklaması gerçekleştirdi. İHD İstanbul Şubesi ve İHD’ye çıkan sokaklar çevik kuvvet ve gözaltı otobüsleriyle ablukaya alındı.
Basın açıklaması öncesinde konuşan İHD temsilcisi, “Yine bir vahşetle karşı karşıyayız. Savaş hukukuna aykırı biçimde bedenlerine işkence yapılan bir kadın ve bir erkek gerillanın bedenleri ailelerine uzun süre sonra teslim edildi. Adli tıpta uzun süre bekletildi.
Cenevre Sözleşmesi’nde, savaş hukukunda ‘taraflar arasında esir alınan veya öldürülen bir kişiye işkence yapılamaz’ deniyor ama devletler buna uymuyor. Tıpkı Türkiye’nin uymadığı gibi. Biz insan hakları savunucuları olarak bunun karşısında duruyoruz. Ali Kemal Yılmaz’ın ATK (Adli Tıp Kurumu) raporu açıklanmasına rağmen Gökçe Kurban’ın ön otopsi raporu açıklanmadığı gibi dosyalarına da gizlilik kararı konuldu. Biz bu gizlilik kararı kaldırılmalı ve ön otopsi raporunun açıklanmalıdır.”
Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM), Emekçi Kadınlar (EKA), Kadınların Kurtuluşu, Özgür Genç Kadın (ÖGK), YDG’li Kadınların imzacı olduğu açıklamayı Tuba Apaydın okudu.
Açıklamada Halk Savaşçılarının başlarının kesilmesinin IŞİD çetelerinden hiçbir farkı olmayan savaş politikalarının sonucu olduğu belirtilirken “10 Ağustos 2015’te yaşamını yitiren ve çıplak bedeni teşhir edilen Ekin Wan’a yapılan işkence hafızalarımızda büyük bir öfkeyle dururken şimdi de Gökçe Kurban’a yapılan işkence öfkemizi büyütmüştür. Gökçe, ailesi tarafından teşhis edilmesine rağmen aileye, DNA örneği dayatması yapılarak cenazesinin teslim edilme süreci de işkenceye dönüştürülmüştü. Gökçe, ailesine 2 ay boyunca teslim edilmemişti. Gökçe Kurban’ın vücudunda bombardımandan kaynaklı herhangi bir iz olmadığı, çene hizasından başının kesildiği, kasıklarında bombardımandan kaynaklanmayacak olan morluklar olduğu belirlenmişti. Fakat Gökçe Kurban’ın cenazesine yapılan işkence asker-polisin morga girip, aileyi burada da taciz ve tehdit ederek oluşturduğu baskı sonucu, ailenin ve avukatının tüm çabalarına rağmen hiçbir şekilde fotoğraf çekilmesine izin verilmemişti. Böylelikle işkencenin belgelenmesi engellenmiştir. Ali Kemal Yılmaz’ın cenazesine yapılan işkence ise belgelenmiştir. Dosyaya gizlilik kararı konmuştur. Gökçe ile birlikte ölümsüzleşen Ali Kemal Yılmaz’ın raporları açıklanmış olmasına rağmen Gökçenin otopsi ve ön otopsi raporları ise gizlenmeye devam edilmektedir. Bütün bunlar, Gökçe’ye yapılan işkenceyi saklama, unutturma ve üstünü kapatma çabalarının olduğunu göstermektedir. Hâlâ aile; devlet tarafından taciz edilmekte, Gökçe Kurban’ın mezarına bırakılan çiçeklere dahi saldırılmaktadır ve mezarı abluka altındadır.” ifadelerine yer verildi.
‘DEVLETİN İMHA POLİTİKALARI, CANSIZ BEDENLERE YAPILAN İŞKENCELERLE DEVAM EDİYOR’
Devletin imha, inkâr ve asimilasyon politikaları eşliğinde yürüttüğü savaşın katlettiği insanların bedenlerine yaptığı işkenceyle sürdürüldüğü ifade edilirken, kadınlar özelinde bu işkencelerin, ölü bedenlere tecavüz, teşhir, cinsel organlarını kesme, cenazelerine yapılan cinsel işkencelerle ve diğer saldırılarla vahşi boyutlara ulaştığı belirtildi.
Açıklama şu cümlelerle sona erdi: “Katledilen, tacize, tecavüze maruz bırakılan, erkek ve devlet şiddetine uğrayan kadınlar için yükselttiğimiz kadın dayanışmasını; Gökçe Kurban’ın ve yoldaşının cenazesine yapılan işkence karşısında da gösteriyoruz. İnsanlığa ve kadınlara karşı işlenen bu suçun üstünün kapatılmasına izin vermeyeceğiz. Otopsi raporunu saklayarak, katliamcı, kadın düşmanı gerçeğinizin üstünü örtemezsiniz.”