Bir topluluğun tinsel özelliğini, duyuş ve düşünüş birliğini oluşturan gelenek durumundaki her türlü yaşayış, düşünce ve sanat varlıklarının tümü olarak tanımlanan kültür, toplumun sosyo-ekonomik yapısı temelinde şekillenen ve ideolojinin yön verdiği bir yaşayış, düşünüş birliğidir. Başkan Mao; “Kültür bir toplumun ideolojik planda yansımasıdır” demektedir. O halde ülkemizde doğru kültür politikaları belirlemek ve bunları etkin biçimde yaşama geçirebilmek için, öncelikle yaşadığımız toplumun yapısına bakmak gerekir. Ülkemizde yarı-feodal ve emperyalizmin etkisinde çürümüş, yozlaşan bir kültür egemendir.
Bu topraklarda emperyalizme, faşizme ve her türden gericiliğe karşı verilen mücadele kültür alanında verilmesi gereken mücadeleden bağımsız ele alınamaz. Bugün bu alanda yapmamız gereken, halk kültürünün ileri yanlarını açığa çıkararak, bunu Yeni Demokrasi kültürüyle birleştirmek ve tüm topluma mal etmektir. Egemenlerin alabildiğine yoz bir kültürü dayattığı günümüzde, bu dayatma halkın kendi sorunlarından uzak, egemenlerin yarattığı suni gündemlerle uğraşan, siyasetten uzak topluluklar haline getirilmesini amaçlamaktadır. Egemen ideolojiden kopuş; geri kültürün egemenliğinin yıkılması, Yeni Demokratik kültürün yaşama geçirilmesi ve yaygınlaştırılarak kitleler tarafından benimsenip, bir yaşam ve düşünüş tarzına dönüştürülmesiyle mümkündür. Bu halkın ileri yanlarının ortaya çıkarılması ve demokratik halk iktidarının kurulması mücadelesinde aktifleştirilmesi ile paralel ilerleyecektir. Bugün bize düşen görev; sınıf mücadelesinin kültürel alanda da sürdürülmesinin ve bunun en etkin ve işlevli biçimde yapılmasının yol ve yöntemlerini oluşturmaktır. Unutulmamalıdır ki; sınıf mücadelesinin örgütlenip yaygınlaşmasında kültür çalışmalarının iki bileşeni sanat ve edebiyat cephesi oldukça önemlidir. Ülkemizin somut koşullarına uygun olarak, emperyalizme bağlı burjuva-feodal kültürü kitlelerin üzerinden söküp atmak ve yeni proleter kültürü egemen hale getirmek, bu yönde mücadeleyi sürdürmek temel görevlerimiz arasındadır. Bu noktada Büyük Proleter Kültür Devrimi bizim için örnek alınacak en önemli kaynaklardan biridir. Bu deneyimi günümüz özgüllerinde ülkemizin somut koşullarında nasıl öğrenebilir, nasıl uygulayabiliriz?
Yeni Demokrasi kültürünü benimsemek, burjuva-feodal kültürle savaşmaktan ve öncelikle kendimizden başlayarak bu kültürü yok ederek kendi kültürümüzü benimsemek ve bunu çalıştığımız alanda kucakladığımız kitlelerde de yıkmak ve yeniyi kurmakla başarmak anlamına gelmektedir. Kitlelere yönelik çalışmamızda esas alacağımız nokta, Yeni Demokrasi kültürünü oluşturmak ve bunu yaygınlaştırmanın çalışmalarını yapmaktır. Çalışmalarımızı sürdürürken dünya devrimlerinin deneyimlerinden ve özellikle Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin (BPKD) deneyimlerinden yararlanmalı, ülkemizin özgünlüklerini göz önünde bulundurarak, kendi sürecimizin deneyimlerinden, özellikle kültür devrimine hizmet eden deneyimlerden öğrenmeyi esas almalıyız. Elbette ülkemizde henüz bir halk devrimi yapılmamıştır, bu nedenle biz oluşturduğumuz nüvelerde BPKD’nin deneyimlerinden yararlanarak kitlelere ulaşmak, sıkı bağlar kurmak ve Yeni Demokrasi kültürünü yaşamın her alanında etkin kılmada bunlardan yararlanmayı esas almalıyız.
Bugün insanlığın gelişim tarihinin birikimini açığa çıkarmak, ülkemizde de bunun biçimlerini inceleyerek araştırmalar yapmak ve bu büyük birikimi önümüzü aydınlatan bilgilere dönüştürmek ve yaşama uygulamakla yükümlüyüz. Kurumumuzun bu büyük birikimin incelendiği-araştırıldığı, ileri yanlarının açığa çıkarıldığı ve kitleleri dayatılan yoz kültürden kurtararak kendi özüne dönmelerini sağlayacak, bunu çeşitli araçlarla yaşama geçiren temel fonksiyonunu oynaması gerekmektedir. Marksizm-Leninizm-Maoizm’in taşıdığı tarihi önem, uzun bir geçmişi olan insan kültürünü ve düşüncesinin değerli olan bütün yanlarını alarak biraraya getirmesi ve yeniden gözden geçirmesinden ileri gelmektedir. Kültür alanındaki çalışmalarımız da bu temel üzerinden şekillenmek ve yürütülmek zorundadır. Yaşadığımız toplumun kültürünü tanımak, ilerici-gerici yanlarını ortaya çıkarmak, ilerici yanlarını Yeni Demokratik kültürle birleştirerek geliştirmek ve gerici yanlarını ortadan kaldırmak için öncelikle araştırma-inceleme yapmak zorundayız. Bu araştırmalar teorik çalışmaları ve pratik çalışmaları ortaklaştıracak temelde yapılmalıdır. Örneğin müzik çalışmaları, ülkenin müziğini derlemek için bölge araştırmaları yaparak halkın ürettiği müziği kaynağından almalıdır. Tiyatro grubu halk tiyatrosunu, biçimlerini, oynanan oyunları vb. araştıracak bilimsel bir incelemeyle onları sahneye taşımalıdır. Resim grubu kendi konusu temelinde aynı şeyi yapmalıdır. Sanat çalışmaları dışında halkı derinden etkileyen ve bu düzenin sürmesinde önemli rol oynayan halkın inançlarını araştıracak ve bunların boş inançlar olduğunu açığa çıkaracak çalışmalar sürdürülmelidir.
Bir Yeni Demokrasi Okuru