İstanbul’un Sarıgazi Mahallesi’nde Partizan okurları bir araya geldi. Güncel tartışmalar ve görevler başlığında yapılan sohbetlerde örgütlenme vurgusu öne çıktı.
“SALDIRILARA KARŞI TEK ÇÖZÜM ÖRGÜTLÜLÜKTÜR”
Buluşma kahvaltı etkinliğiyle başladı. Kahvaltının ardından ilk olarak Partizan temsilcisi söz aldı. Konuşmasında, son süreçte egemen sınıfların saldırılarının dozunu artırdığını belirterek halkın örgütlü gücünün zayıflığına şu sözlerle vurgu yaptı: “Emekçi halkımız bugün yoksulluk içerisinde yaşam mücadelesi vermektedir. Asgari ücretin açıklanmasının ardından artan işçi eylemleri bugün buna örnektir. Her yıl sefalet zamları ile işçiler-emekçiler yoksulluğa mahkûm ediliyor. İşçi direnişleri, grevler bugün emekçi halkımızın çığlığıdır. Fakat örgütlü mücadele alanları daraltılmış, kitleler bu alanlardan izole edilmiştir. İşte buna karşı halkın örgütlü gücü elzemdir. Herkesin hakları için örgütlenmesi gerekmektedir.”
Konuşmanın ardından söz alan katılımcılardan biri, devlet saldırılarının özellikle emekçi mahallelerde arttığına dikkat çekti. Uyuşturucu ve çeteleşmenin mahallede büyük bir sorun olduğu ve gün geçtikçe arttığını vurguladı. Sarıgazi esnaflarının da bu durumdan mağdur olduğunu belirterek çetelerin küçük-büyük demeden bütün esnaflardan haraç almaya çalıştığı ve dükkanlarının kurşunlandığını vurguladı. Yine bir başka katılımcı da benzer durumlardan şikâyetçi olarak mahallenin yozlaştığını belirtti. Buna örnek olarak kadına yönelik şiddet eylemlerinin arttığını ve insanların sokakta rahatça dolaşabilecek ortamın dahi kalmadığını belirtti. Sarıgazi’de devrimcilere yönelik saldırıların artmasından sonra zayıflayan devrimci mücadeleden dolayı bu mahallelerde özellikle devlet-polis-çete iş birliği ile gençliğin yozlaştırıldığı vurgulandı.
Yeni Demokrasi olarak söz aldığımız buluşmada, son dönemde faşizmin devrimci, demokratik ve yurtsever basına yönelik saldırıları ve sansür politikaları anlatıldı. Bu saldırılara karşı Yeni Demokrasi’nin sahiplenilmesi çağrısı yapıldı. Sanal medyadaki birçok platformun bireyci ve gündemden kopuk olduğu, buna karşı devrimci basınının ısrarla takip edilmesi ve okunması gerektiği üzerine herkes hemfikir oldu.
(İSTANBUL)