ÇHD İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu “2023 yılı Marmara Bölgesi Hapishaneleri Hak Gaspları Raporu’nu yayımlandı. Buna göre, Marmara bölgesinde bulunan 5 hapishanede Kürtçe mektuba el konulması, 10 saatlik sohbet hakkının 5 saate düşürülmesi, hasta tutsakların tedaviye erişmesinin engellenmesi gibi bir dizi ihlal yaşandı. Raporda, tecrit uygulamalarının yoğunlaştığına da dikkat çekildi.
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu, “2023 yılı Marmara Bölgesi Hapishaneleri Hak Gaspları Raporu”nu İstanbul Barosu Kültür Merkezi’nde düzenledikleri basın toplantısı ile açıkladı. “Hapishanelerde tecrit ve hak gasplarına son” pankartıyla yapılan açıklamaya birçok dernek üyesi avukat katıldı. Raporu ise derneğin komisyon üyesi Seda Şaraldı okudu.
Hapishanelerde gelinen aşamada hak gasplarına, kötü muameleye ve işkenceye zemin hazırladığı ve tüm bu yaşanan hak gasplarının aklandığı mekanlar olarak gördüklerini ifade eden Seda, yaptıkları çalışmalarla yaşanan hak ihlallerine karşı duyarlı olmaya, ihlalleri takip edip en aza indirmeyi hedeflediklerini belirtti. Komisyonun, Marmara Bölgesi’nde bulunan Edirne F Tipi Hapishanesi, Tekirdağ 1 ve 2 No’lu F Tipi Hapishanesi, Bakırköy Kadın Kaplı Hapishanesi, Marmara Kapalı Hapishanesi, Kandıra 1 No’lu F Tipi Hapishanesinin ziyaret ettiğini ve bu doğrultuda yaşanan ihlalleri tespit ettiklerini aktaran Seda, raporda adı geçen hapishanelerde tutulan avukatlardan Aytaç Ünsal, Özgür Yılmaz, Süleyman Gökten, Engin Gökoğlu, Oya Aslan, Barkın Timtik, Behiç Aşçı, Selçuk Kozağaçlı ve Aycan Çiçek ile diğer tutsaklarla görüşmeler gerçekleştirdiklerini de söyledi.
KEYFİ UYGULAMALAR SÜRÜYOR
Edirne F Tipi Hapishanesinde ise tutsakların mektup yasağıyla karşı karşıya kaldığını kaydeden Seda, tutsakların 3 farklı görüşçü hakkının olduğunu ancak bunun kısıtlandığını dile getirdi. Seda, tutsakların taleplerinin hapishanesi idaresi tarafından “keyfi” bir şekilde reddedildiğini aktararak, hükümlülerin vasi atanması taleplerinin “adli sicil kaydı” gerekçesiyle kabul edilmediğini de sözlerine ekledi. Seda, Edirne Hapishanesi’nin haftada 10 saat olan sohbet hakkının 5 saate düşürüldüğünü, hücrelerde bulunan tutsaklara kitap sınırlaması getirildiğini öte yandan hapishanede 14 yıldır tekli hücrede kalan ağırlaştırılmış müebbet hapis hükümlüsü S.K’nin ayağını incitmesinden sonra revire götürüldüğünü ve burada yanlış tedavi uygulanmasından dolayı ayağında ödem ve enfeksiyon oluştuğunu paylaştı.
BASKIN ARAMALAR
Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Hapishanesinde tutsakların deyimiyle “baskın arama” olarak tabir edilen aramaların sıkça yapıldığını, aramalarda dergi ve kitaplara el konulduğunu yine aramalarda yaşamsal malzemelere el konulduğunu, tutsakların hastaneye götürülürken tek kişilik havasız ringli araçlarla götürüldüğünü ve bu duruma karşı müvekkillerinin yaptığı başvurulara ise idarenin yanıt vermediğini paylaşan Seda, tutsakların kendi adına posta masrafı ödeyerek göndermeye mecbur bırakıldığını belirtti. Seda, Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Hapishanesinde denetimli serbestlik hakkını kullanmak isteyen tutsakların keyfi şekilde haklarının engellendiğini, tutsakların talebi dışında revire çıkarılarak yasa dışı görüşmeye zorlandığını, haftada toplamda 10 saat olan sohbet hakkının ise 3 saate indirildiğini söyledi.
KALÇASI KIRILAN TUTSAK TEDAVİ EDİLMİYOR
Kandıra 1 No’lu F Tipi Hapishanesinde aylık rutin aramanın dışında hücrelerde baskın aramaların gerçekleştiğini söyleyen Seda, hastaneye sevklerde tekli ring uygulamasının yapıldığını ve bunu kabul etmeyen tutsakların ise tedavi olamadığını, keyfi disiplin cezaları verildiğini, tutsaklara keyfi bir biçimde kitap ve mektup verilmediğini, T.Ö isimli tutsağın kalça kırığı teşhisi olmasına ve ameliyat edilmesi gerekmesine rağmen şehir hastanesinde “mahkum koğuşu yok” denilerek aylardır ameliyat olamadığını ve yine üyeleri dahil birçok tutsağın bilgisayarda savunma hazırlama haklarından faydalandırılmadığını aktardı.
ŞARKI SÖYLEMEK YASAK!
Seda, Marmara Hapishanesinde tutsakların arkadaş görüş haklarının engellendiğini, tutsaklara kitap verilmediğini ve kişi başına sadece 10 kitap hakkının düştüğünü, dergilerin verilmediğini, 10 saat olan haftalık sohbet hakkının 3 saate düşürüldüğünü, destek veya protesto amaçlı açlık grevine girmenin, şarkı-türkü söylemenin, selamlaşmanın disiplin cezalarına neden olduğunu ve son olarak tutsakları istihbarat görevlisi olduğunu belirten kişiler tarafından görüşme yapmak istediğini bu duruma da cezaevi idaresinin izin verdiğini ekledi.
GELEN MEKTUPLARA EL KONULUYOR
Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesinde sohbet hakkının ve atölye etkinliklerinin engellendiğini kaydeden Seda, görüşçülerin keyfi şekilde engellendiğini, tutsakların görüş esnasında birbirleriyle selamlaşmalarına izin verilmediğini, mektupların engellendiğini ve özellikle mektup içerisinde Kürtçe bir ibare bulunmasından sonra mektuba el konulduğunu, tutsakların ulusal kanallara erişiminin engellendiğini, kitap hakkının 2 ayda sadece 7 kitapla sınırlandırıldığını ve muhalif tüm yayınların ise verilmediği ve disiplin cezalarının sıkça uygulandığını da sözlerine ekledi.
TECRİT YOĞUNLAŞTI
Hapishanelerde ihlallerin süreklileştiğini kaydeden Seda, özellikle yeni tip hapishanelerde yürütülen tecrit uygulamasının daha da yoğunlaştığını kaydetti. Seda, “Daha önce hakkında detaylı bir rapor yayımladığımız Y ve S Tipi ile Yüksek Güvenlikli Hapishanelere Marmara bölgesindeki hapishanelerden yoğun şekilde sürgün sevkler yapıldı. Sürgün sevk, tutsağın talebi ve rızası olmaksızın bulunduğu hapishaneden götürülmesidir. Bu sürgün sevkler nedeniyle tutsaklar yargı çevrelerinden ve ailelerinden uzakta bulunan hapishanelere gönderilmektedir. Bu nedenle duruşmalarına yüz yüze değil SEGBİS sistemiyle katılmak zorunda kalmaktadırlar. Ayrıca sürgün sevk sırasında işkenceye maruz kalmaktadırlar. Yolculuğa uygun olmayana araçlarla sevk yapılmaktadır. Ayrıca tutsakların üstleri ve yanında bulunan eşyaları tekrar tekrar aranmak istemektedir. Tutsaklar, zaten hapishaneden geldiklerini bu nedenle aramanın gereksiz olduğunu belirtse de çıplak arama dahil olacak şekilde arama yapılmaktadır” dedi.
Seda, raporun sonuç bölümünde yer alan çözüm önerilerini şu şekilde sıraladı:
*Y,S Tipi Hapishaneler ve Yüksek Güvenlikli Hapishanelerin açılmasıyla sürgün sevkler, fiziksel işkenceye dönüştürülmüştür. Özellikle Marmara bölgesinde bulunan hapishaneler sürgün sevklerin en çok yaşandığı hapishane olmuştur.
*Sohbet hakkı neredeyse hiçbir hapishanede mevzuata uygun olarak uygulanmamaktadır. Tutukluların ziyaret edilme hakkı ziyaret edebilecek kişiler yönünden- eşi, ikinci dereceye kadar kan ve birinci derece kayın hısımları ile olmak üzere- sınırlandırılmıştır. “Arkadaş görüşçüsü” olarak ifade edilen 3 görüşçü hakkı ise hemen hemen tüm hapishanelerde sınırlandırılmıştır.
*Yayın ve haberleşme hakkına yönelik ciddi ihlal iddiaları bulunmaktadır. Siyasi tutuklu/hükümlüler aralarında Cumhuriyet Gazetesi, Birgün Gazetesi, Evrensel Gazetesi gibi günlük gazetelerin ve bazı televizyon kanallarının da bulunduğu birçok muhalif yayına ulaşmalarında ciddi engellemelerle karşılaşmaktadırlar. Bazı hapishanelerde Halk TV ve Artı TV’nin aynı anda verilemeyeceği şeklinde idari uygulamalar vardır.
*Yaşanan tüm bu ihlallere karşı direnme hakkını kullanan siyasi tutuklulara ağır saldırılar yaşanmakta, bunun sonucunda birçok hapishanede hücre/koğuş yakma vb. direnişler/protesto biçimleri ve buna bağlı yeni ihlaller yaşanmaktadır.
*Hasta tutuklu ve hükümlüler sorunundaki mevcut seyir daha da kötüye gider vaziyette aynen devam etmekte olup, hasta tutuklu ve hükümlüler serbest bırakılmamaktadır. Hasta tutsaklar sorunu bir sağlık sorunu, yaşam hakkı meselesi olarak değil siyasi bir sorun olarak ele alınmaktadır.
*Hastaneye sevkler çok problemlidir. Hastaneye götürülmek için ring aracına alınan tutuklular/hükümlüler ring aracında her biri ring aracı içine tek kişilik yerlere konmaktadırlar. Bu uygulamayı kabul etmeyen tutuklu/hükümlüler hastaneye götürülmemektedir. Öte yandan hastaneye götürülen tutuklu/hükümlüler kelepçe ile doktorun karşısına çıkarılmakta olup, muayene kelepçeli olarak yapılmak istenmektedir.
*Ağırlaştırılmış müebbet hapis hükümlülerinin infaz koşulları kabul edilemez durumdadır. Anayasanın eşitlik ilkesine ve imza konan insan hakları sözleşme metinlerine aykırı olan mevcut duruma derhal son verilmeli, anılan hükümlülerin cezalarının infazında hükümlü haklarını ön plana çıkaran insani şartlar hayata geçirilmelidir.
*Tutuklu ve hükümlülerin dışarıya gönderdikleri mektuplarda ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır. Mektuplar karalanmakta, kaybedilmekte ve birçok kez gönderilmemektedir. Tek zarfta birden fazla mektup gönderilmesi yasaklanmıştır.
*Disiplin cezaları çok yoğun ve sıklıkla uygulanmaktadır. Disiplin cezalarına yapılan itirazlardan da sonuç çıkmamakta, infaz hakimlikleri ve ağır ceza mahkemeleri disiplin cezalarını onaylayan makam haline gelmektedir.
*Hemen tüm hapishanelerde kitap sınırlaması bulunmaktadır. Tutuklu ve hükümlülerin belli sayının üstünde kitap bulundurmasına izin verilmemektedir.
*Süreli yayımlar ise abone olmadan verilmemektedir, abone olunmak istenildiğinde ise çeşitli engeller çıkarılmaktadır.
(HABER MERKEZİ)