İSTANBUL- Ataşehir ve Ümraniye Kaymakamlıkları tarafından yasaklanan 19. 1 Mayıs Mahallesi Kuruluş Festivali Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Ataşehir Şubesi’nde gerçekleştirildi.
Festival programı, Deniz Gezmiş Parkı ve 30 Ağustos İlköğretim Okulu önünde yapılan basın açıklamalarıyla başladı. Yapılan açıklamalarda faşist yasaklar teşhir edilirken 2 Eylül şehitleri anıldı. Açıklamada sık sık “Yaşasın 2 Eylül direnişimiz”, “Devrim şehitleri ölümsüzdür”, “Yaşasın devrimci dayanışma” sloganları atıldı.
Açıklamalar öncesi, başta PSAKD Ataşehir Şubesi olmak üzere 1 Mayıs Mahallesi’nin tamamı zırhlı araçlar ve çevik kuvvet polisleri tarafından ablukaya alındı. Cemevini ablukaya alan polisler kitleyi giriş-çıkışlarda taciz ederken PSAKD’a ait ses ve anons araçlarının da çıkışlarını engelledi.
ETKİNLİK CEMEVİNE TAŞINDI
Ümraniye ve Ataşehir Kaymakamlıklarının yasak kararı üzerine festival programı PSAKD Ataşehir Cemevi bahçesine taşındı.
Cemevi bahçesinde saygı duruşuyla başlayan etkinlikte, Proletarya Partisi öncülüğünde kurulan 1 Mayıs Mahallesi’ne 2 Eylül 1977’de devletin saldırısı sonucu yaşamını yitirenler anıldı.
“Faşizme karşı 2 Eylül ruhuyla mücadeleye” şiarıyla düzenlenen festivale Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Ataşehir Şubesi, Partizan ve HDP katıldı.
Festival kapsamında “Güncel Siyasal Süreç” başlığıyla düzenlenen panelde, HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül, Partizan temsilcisi Kenan Özyürek ve KÖZ temsilcisi Orhan Dilber konuşmacı olarak yer aldı.
“IRKÇI SALDIRI DENEN ŞEY SİYASALDIR, SINIFSALDIR”
PSAKD Ataşehir Şubesi’nden İsmail Aslan 1 Mayıs Mahallesi’nin isminin, 1 Mayıs 1977 tarihinde İstanbul Taksim’de yaşanan katliamda hayatını kaybedenlerin anısına konulduğunu ifade etti.
KÖZ temsilcisi Orhan Dilber, son dönemde yükselen ırkçı ve nefret saldırılarına değinerek; “Toplumdaki esas çatışma unutturulmaya çalışılıyor. Esas çatışma, ezen ile ezilen, sömüren ile sömürülen arasındadır. Irkçı saldırı denen çatışma siyasaldır, sınıfsaldır. Hangi inançtan, hangi kökenden olursa olsun emekten yana olanları, ezilenleri birleştirmemek; birbirine düşürüp, bölmek için tezgâhlanan bir şeydir. Gelen saldırılara karşı tek cepheden ortak mücadele edilmelidir” dedi.
“ALEVİ HAREKETİ DEMOKRASİ HAREKETİDİR”
Partizan temsilcisi Kenan Özyürek ise şöyle konuştu:
“Demokratik hareketler sıkıştırılmış durumdadır. Halkın kendini ifade edebileceği kitle örgütleri kuşatılmış durumda. Grevler yasaklandı. İktidar bununla övünüyor. AKP ve MHP her şeyi yasakladıkları saltanatı sürdürmek istiyor. Buna karşı çok ciddi tepki de büyümüş durumda.
12 Eylül’den sonraki tüm hareketler sokakta aktif bir mücadele içinde gelişti. Bugüne baktığımızda Alevi hareketini incelediğimizde; Alevi hareketi cemevlerine sıkışmış bir hareket değildi. Sokakta ciddi demokrasi mücadelesi verdi. Son dönemde cemevlerine hapsedilmiş Alevi hareketi görüyoruz. Evet cemevleri gerekli fakat bizi cemevlerine hapsettiklerinde cemevlerinin camiden farkı kalmaz. Alevi hareketi bir demokrasi hareketidir.”
Partizan temsilcisinin konuşmasının ardından CHP Ataşehir İlçe Yönetimi festival alanını terk etti.
“CUMHURİYET ADI ALTINDA 3. MEŞRUTİYET KURULDU”
HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül’de 1 Mayıs Mahallesi’ndeki polis ablukasına ilişkin olarak, “Burayı devlet kuşatmış. Neden? Burası Alevi, Kürt, kadın olduğu için kuşatmış. Çoğullarımızın tamamını bir araya getirmek zorundayız. Bu ülkede, “Kürt’üm, Alevi’yim, kadınım” dediğiniz zaman siyaset yapmış oluyorsunuz. Çünkü bu değerler inkâr ediliyor. Bu değerlere saldırılıyor. Bu hükümet gitmez diyenler oluyor. Bir şey yapamazlar. Gidecekler. Cumhuriyet adı altında 3. meşrutiyet kuruldu. Şu an 4. meşrutiyeti yaşıyoruz. Böyle cumhuriyet olmaz. Yüzde otuz güçleri kalmış. Herkes bekliyor ki bir tane kurtarıcı gelsin. 2 Eylül 1977 deneyimi çok önemli. Masal değil. Onu tekrar yapamayız. Buna gerek de yok. Konjoktürel olarak yapmamız gerekenler var. Yapacağımız şey çoğulluğu kapsayıcı şey olmalı” ifadelerini kullandı.
Panelin ardından devam eden etkinlikte Grup İsyan Ateşi, Ümit Taşkıran, Grup Vardiya ve Grup Koma Gölgedekiler sahne aldı. Grup İsyan Ateşi’nin sahneye çıktığı esnada “Önderimiz İbrahim, İbrahim Kaypakkaya” sloganı atıldı.
Umut Yayımcılık’ın da stant açtığı festival sanatçıların sahne almasının ardından sona erdi.